Artık net ve açık…Tüm dünya ve ülkemiz tarihin en zor ve kritik sınavlarından birini vermekte.İşimiz hiç kolay değil. Tüm bu yaşananlara rağmen de hayat da bir şekilde devam edecek. Bunun başka çaresi de yok. Önemli olan bu imtihandan kazançlı çıkmak.İnsanoğlu ne sınavlardan çıkmadı ki…Unutulmaması gereken bir şey var ki, “Hiç birşey artık eskisi gibi olmayacak ” gerçeği… Bu süreç başladığı günden beri hep bunu bunu söylüyorum. Bu duygu ve düşüncelerimi bir kez daha aktardıktan sonra, futbol topu, Cuma akşamı Çaykur Rizespor Fenerbahçe maçı ile birlikte tekrar santra yuvarlağına konmuştu bile…
Sakın, “Futbol “deyip geçmeyin…Bu zorlu süreçte tüm dünya ve ülkemiz için çok önemli bir liman. Tabi ki, 2020-2021 sezonu bugüne kadar gördüğümüz sezonlara hiç benzemeyecek. Bizler de her alanda olduğu Başkent Ankara’nın iddiasına konumuna yakışır bir kent olması için kendi alanımızda mücadelemizi sürdürüyoruz. Ama nasıl ? Neyse kendimizle ilgili bir şeyleri anlatmayı sevmeyiz. Biz görevimizi yapmalıyız.
Başkent Ankara takımlarından TFF 1.Lig’de mücadele eden Ankara Keçiörengücü, yeni sezonun “ilk ” maçına çıkan temsilcilerimizden di . Genç teknik direktör İlker Püren’le Mor Menekşeler, deplasmanda Beypiliç Boluspor ile oynadıkları maçı 1-0 kazanıp,sezon üç puanla, “merhaba “dediler. Bu maçın ardından aynı gün Osmanlıspor adından vazgeçip, tekrar eski kimliğine dönenen Ankaraspor’da aynı ligde sezonun ilk karşılaşmasına çıkacaktı. Bu müsabaka için Yenikent Osmanlı Stadı’nın yolunu tutmanın vakti gelip çatmıştı. Ankaraspor ve Eskişehirspor arasında oynanacak karşılaşma , bu sezonun canlı tanıklık edeceğimiz, “ilk ” 90 dakika olacaktı. Türk futbolu için çok derin manalar ifade eden Eskişehirspor ve yaşadıkları… Her ne kadar “Es Es” kadar derinlik ifade etmese de son 20 yılda yaşadıkları ile üniversitelerde “tez “konusu olacak Ankaraspor…Bu maç tarihi ve yaşanmışlıkları iyi bilenler için önemli randevuydu. Hele spor yazarları için…İlk olarak “Asaş Stadı ” olarak tanıdığımız, ardından modern bir stadyuma dönüşen futbol mabedine ulaştığımda inanılmaz, insanı ürküten bir sessizlik tüm bedenimizi ve ruhumuzu kapladı.Yeniçeri heykellerinin ihtişamlı selamları ve araç kontrolünün ardında stadyumun içindeydik. Basın kapısından içeri girdiğimde ilk gözüme çarpan , Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin (TSYD) fedakar ve cefakar İdari Koardinatörü Figen Asliler’di. Her zaman olduğu gibi bir birimize yeni sezonda içten ve samimi başarılar diledik. Figen Asiler’in bu görevi ne şartlarda yaptığı için kendisine bir kez daha büyük saygı duydum.Figem hanım, “Ali ağbi eski kartınızı alabilir miyim? “dedi. Ben de , “buyurun “deyip , bir önceki sezonun kartını uzattım.O da bana , “2020-2021 ” sezonun kartını verdi.
Yeni kartımı alıp, boynuma takıp , Basın Tribünü’ne doğru yöneldim. Stadın etrafındaki sessizlik içeriye de fazlasıyla yansımıştı. İki takımda maç için ısınıyorlardı. Basın tribünde ilk gözüme çarpan Eskişehir’den değerli spor basını emekçisi Ali İhsan Sarıçoban oldu.Hemen yanı başında yine Eskişehir’den ama birlikte 10 yıla yakın çalıştığımız tecrübeli foto muhabiri Cengiz Uysal…Gözlerim boş tribünleri tarıyor. Bu maç için Zafer Gazetesi’nden Yasin Yıldırım…”Ya Anadolu Ajansı olmazsa ise ” derken Fatih Çakmak’a gülümsüyorum…Aynı kurumdan genç foto muhabiri Aytaç Ünal…Topu , topu ben dahil 6 kişi…Bir de tabi ki, bizim canımız çiğerimiz Ankaraspor Medya Sorumluğu Erhan Doğan…
Bir tarafta takımlar ısınıyor. Bir tarafta biz birbirimizle hasret gideriyoruz.Tabi bu arada bilmiyorum ama benim kadar , yoğun duygular yaşayan bir başkası var mıdır ? Mutlaka vardır. Bu statta son 20 yılda yaşananlar, ancak sorumluluk sahibi insanlar ve gazeteciler tarafından hatırlanabilir. Daha düne kadar Basın Tribünü’nün hemen üstünde Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Melih Gökçek ve Ankaraspor son 15 yılda hep başkanı bildiğimiz Ahmet Gökçek olurdu. Şimdi ise tekrar Ankara’ya dönen Başkan Mehmet Emin Katipoğlu oğlu ve dostları oturuyor. Stadın her tarafını kaplayan leopar ve Yeniçeri figürleri yerini , bir ulusun kaderine maya olmuş , yiğit, serden geçti, mert Seymen loğusuna bırakmış…Duygular çok farklı…Eğer, Başkent Ankara’ya sevdalıysanız…Gerçek bir spor emekçi iseniz…Bir gazetecinin en önemli serveti arşivi ise…Tüm bunları düşünmek zorundasınız.
Bu duygu ve düşünceler içinde takım kadrolarını inceliyorum. Bir planlama dahilinde olmazsa da her iki takımda çok genç oyuncularla saha da..Türk futbolunun çok zor bir dönemden geçtiği bir dönemde, bu kadar genç oyuncularla hem de TFF 1.Lig gibi futbolumuzun en zor liginde mücadele etmek çok önemliydi. Keşke, kötü yönetimler, plansızlıklar, aşırı borçlanmalar değil de olması gereken “gençlere “inanmanın sonucu her takım böyle sahaya çıksa…Çok ama çok şeyler düşündüm. Dalıp gitmişim..Erme Kargın’ın düdüğü ile maçın başladığını anlıyorum. Maç ta neler mi yaşandı.Ali Güneş, Mustafa Özer nasıl bir futbol oynattı? Genç oyuncuların performansı nasıl dı ? Onları da size aktaracağım.Bence cumartesi gecesi yaşananlara tanıklık edebilmek, “Ben de oradaydım “diyecek kadar derin mana ifade ediyordu.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli