OLMUYOR GENÇLER OLMUYOR

 OLMUYOR GENÇLER OLMUYOR

Pazar günü, Eryaman Stadyumu’nun kapısına dayandığımda, Fatih Karagümrük-MKE Ankaragücü karşılaşması 1-0 Sarı Lacivertlilerin üstünlüğü ile devam ediyordu. Doksan dakika tamamlanmış, 9 dakika daha uzatma oynanacaktı. İnanın o 9 dakika bana 90 dakika gibi geldi. Bir türlü bitmek bilmedi. Sanki, Halis Özkahya’nın Atatürk Olimpiyat Stadyumu’ndan çaldığı bitiş düdüğünün sesi Eryaman semalarında yankılandı. Nasıl sevindim anlatamam. Çok kıymetli bir 3 puan alınmıştı. “Darısı Gençlerbirliği’nin başına.” diyerek stattan içeri adımızı attık. Gençlerbirliği için çok kritik bir randevuydu Medipol Başkşehir maçı… Kırmızı Siyahlılar, bundan sonra ligde kalma adına her maçtan puanla ayrılmaları gerekiyordu. Hele kendileri gibi aynı kulvarda , yani lige tutunma mücadelesi veren takımlara karısında, hele ki, kendi sahasında oynadığı maçlarda hiç bir şekilde artık kaybetme lüksü yoktu. Hafta boyu , konuyu gazeteci arkadaşlarımızla Gençlerbirliği’nden dostlarımızla tartıştık. Gerçekten her maç hayati önem taşıyordu. Tam 10 haftadır süren 3 puan hasreti ciddi özgüven sorunu yaratmıştı. Bu duygu yoğunluğu içinde hafta içinde helikopter kazasında kaybettiğimiz şehitlerimiz için saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nı okuduktan sonra Özgür Yankaya, maçın başlama düdüğünü çalışmıştı. Karşılaşma öncesi, Arda Kızıldağ’ın ilk 11’e olmaması yadırgamıştım. O bölgede ciddi bir sorun vardı. Bir türlü o kritik alan güven vermiyordu. Diego Angelo ‘nun dönüşü biraz içimi rahatlatsa da , Pırıs Da Motta’nın o bölgeye çekilmesi, bu kez de orta alanda sıkıntı oluşturacaktı. Gençlerbirliği’nde her bölgede ciddi sıkıntılar var. Bir türlü giderilemiyor. Maçın ilk 15 dakikasında her iki takımında ciddi bir tek gol pozisyonu yaratamadılar. Yalnız, topun hakimi Aykut Kocaman’ın öğrencileri idi. Dakikalar ilerledikçe, topa hakimiyet yüzdeleri alarm veriyordu. 30.dakika geçildiğinde, topla oynama yüzdelerinde birara baktım 67/33, daha sonra 72/28 gibi Gençlerbirliği alehine bir durum sözkonusuydu. Her iki tarafta gol pozisyonu üretmekte son derece cılız kalmışlardı. İlk 45 dakikada konuk takım adına Berkay Özcan’ın ortasını Mehmet Topal kafa ile kaleye gönderdi. Top direği sıyırıp,auta gitti. Gençlerbirliği’nde de Sandra De Lima ‘nın direkten dönen bir kafası var. Özellikle Gençlerbirliği’nin, mücadelesi, hırsı, direnci, kazanma arzusu soyunma odasının yolu tutulurken hiç umut verici değildi. Devre arası önemliydi. Yapılacak değişiklikler önemliydi. Görüntü, Medipol Başakşehir’in kazanma arzusu daha yüksekti. Buna mutlaka 2.yarıda önlemler alınmalıydı. Ama nasıl ve kiminle ? İkinci yarının ilk 15 dakikası da ilk yarı benzeri bir oyunla geçildi. Maçın 60.dakikasından sonra Gençlerbirliğli futbolcuların durumun ne derece önemli olduğu akıllarına geldi. Geldi gelmesine de , oyunu bir türlü kontrol adına alamıyorlardı. Bir iki cılız, gol girişimi ve tabi ki, sonuç yok. Maçın son dakikasında yine çok ciddi bir hata sahne alıyordu. Tolga Çiğerci’nin sert şutunu Nortfeld önlemek isterken top kısa düşüyor. Arda Kızıldağ ve Diego Angello , Demba Ba’yı unutunca…Senegalli golcü de topu ağlara gönderip, takımın sahadan 1-0 galip ayrılmasını sağlıyordu. Gördüğüm şu, Gençlerbirliği, son yılların kadro derinliği açısından en sıkıntılı sürecini yaşıyor. Her bölgede sıkıntı var. Böylesine zorlu bir mücadele için gerekli olan hırsdan , dayanışmadan son derece uzak bir camia var. Yönetiminden taraftarına, teknik ekibinden futbolcusuna, kulüp çalışanından bu kulübe hayatını adayanlara kadar inanılmaz bir sessizlik var. Elbette bu başarızlık bir Yönetim başarısızlığıdır. Bu faturanın en büyük sorumlusu Başkan Murat Cavcav ve Yönetimdir. Bugün bunları tartışmanın sırasının olmadığını düşünüyorum. Öncelik, Gençlerbirliği’nin Süper Lig’de tutunmasıdır. Daha 13 maç var. Puan cetvelinde 41 puana ulaşan Fatih Karagümrük ve üstündeki 7 takım hariç 13 takımın düşme riski altında olduğu unutulmamalı. Ama görülen şu ki, en zayıf halka Gençlerbirliği…Kırmızı Siyahlı camia başta Başkan Murat Cavcav olmak üzere tüm birimleri ile çok kötü bir sınav veriyor. Gençlerbirliği ruhuna yakışmayan bir birlik , beraberlik ve dayanışma fotoğrafı yürek sızlatıyor. Sadece yürek acıtmakla kalmıyor, rahmetli İlhan Cavcav’ında mezarında kemikleri sızlıyor. Gün kavga günü değil…Birlik, beraberlik ve dayanışma günü. Olmuyor Gençler olmuyor…Artık herşeyi bir tarafa bırakıp, 13 maçlık süreçte kenetlenmeli. Hesaplaşmaları, tartışmaları 13 hafta sonraya bırakılmalı. Son sözümde Mehmet Altıparmak ve futbolculara…Kusura bakmayın mücadeleniz, hırsınızı son derece yetersiz buluyorum. Artık siz de lütfen biraz kendinize gelin… Bunu da bilmenizi istiyorum.

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap