BAŞKAN , SÖZERİ, TARAFTAR VE FUTBOLCULAR

 BAŞKAN , SÖZERİ, TARAFTAR VE FUTBOLCULAR

Açık ve net ifade ediyorum, Gençlerbirliği’nden böyle bir başarı beklemiyordum. Sezon başı bazı endişelerim vardı. Kırmızı-Siyahlı kulübe ömrünü adamış rahmetli İlhan Cavcav’ın adının verildiği sezonda yaşananlar, duyduğum kaygının temel taşlarını oluşturuyordu.

Başta başkan Murat Cavcav olmak üzere Erkan Sözeri’nin neler yapacağı da merak konusuydu. Tüm bu kaygıların yanında bugün öyle bir tablo ile karşı karşı karşıyayız ki, resmen şapka çıkarmamız gereken bir fotoğrafla var karşımızda. Kırmızı-Siyahlılar, Türkiye profesyonel futbol liglerinde 9.hafta geride kalırken, 126 takım arasında 25 puanla en fazla puan toplayan, kalesinde gördüğü 2 golle en az gol yiyen ekip durumunda. TFF 3.Lİg 2.Grup’ta 19 gol atan Kızılcabölükspor, aynı grupta 17’şer gol kaydeden Yeni Orduspor, Van Büyükşehir Belediyespor ile Galatasaray’dan sonra 16 golle tüm liglerin en fazla gol atma başarısı gösteren beşinci takımı. Bu başarılı sonuçlara , tüm olumlu istatistiklere rağmen daha yolun başındayız. Geride sadece 9 maç bırakıldı. Daha 25 zorlu 90 dakika var. Bu lig öyle bir lig ki, mücadelenin her geçen hafta nasıl zorlaşacağını hep birlikte göreceğiz. Yalnız bu saha sonuçları, yabana atılacak istatistikler değil. Bu başarıda elbette en büyük pay teknik ekip ve futbolculara ait. Yalnız, kimsenin beklemediği, ne yapacağı büyük merak konusu olan çiçeği burnunda kulüp Başkanı Murat Cavcav ve yönetiminin sağladığı, huzur ve güven, başarıda hiç gözardı edilmemesi gereken bir paya sahip. Geçen sezon yaşananlardan sonra Beştepe’de esen bu huzur ve güven rüzgarı her türlü alkışı hak ediyor. Türk futbolunun ekonomik olarak çok zor günler geçirdiği bir dönemde, her ne kadar geçen sezon ki, ağır hasardan sonra, “kasa da para bitti “iddilarına rağmen, Gençlerbirliği, ülkenin maddi sorunun yaşamayan ender kulüplerinden birisi. Süper Lİg’den düşmesi sebebiyle müthiş bir gelir kaybı yaşamasına rağmen maddi sıkıntı çekmemesi bir futbolcunun arayıp ta bulamadığı en büyük güvencedir. Bu başarıda sadece işini yapan, gereksiz, konuşmalardan, demeçlerden kaçınan Erkan Sözeri’nin hakkını teslim etmek gerekir. Bunca kaostan sonra öyle bir huzur tahsis etti ki, adeta başarı , “ben geliyorum “dedi.

Sezonun ilk çalışmasından bugüne kadar, büyük bir samimiyet, özveri ve de çalışkanlık gördük kendisinden. Yönetimine, taraftarına, kulüp çalışanına, futbolcularına bu kadar saygılı bir teknik adam zor bulunur. Tabi o’na bu kültür bu kulüpte verildi. Hele sayıları iki elin parmaklarını bile bulmayan Ankara spor basınına gösterdiği duyarlılık ve saygı her türlü övgüyü hak ediyor. Bir basın mensubunun en çok istediği doğru ve zamanına bilgilendirmedir. Erkan hoca bunu yerine getiren teknik adamların başında gelir. Bunca , yıldır Ankara futbolunu takip ederim, hiç bu kadar antrenmanını, maçlarını huzur içinde oynanan bir takım görmedim. Takım içinde çok büyük bir dayanışma var. Hani derler ya, tam bir kolej takımı . Aynen öyle.

Bu başarıda Gençlerbirliği’ne gönül vermiş taraftarların katkısını da hiç kimse inkar edemez. Bir takımın taraftarı bir maça bu kadar güzel gidemez. Onca eziyete, onca cefaya rağmen Yenikent Stadı’nın yolunu tutan, siyah-kırmızı atkılı, formalı, şapkalı insanları seyretmeye doyamıyorum. Zaman, zaman çoluk, çocuk, baba sohbet ederek stada birlikte giriyoruz. Maç başlarken, rakibe saygı, teknik direktör Erkan Sözeri’ye gönderilen samimiyet selamları, ve de galibiyet kutlamaları hepsi gerçekten çok muhteşem.

Gelelim futbolculara…İnanın bugüne kadar profesyonel futbol takımlarında böyle bir birliktelik, dayanışma ender olur. Adanaspor maçında sezonun ilk puan kaybı yaşandı. Oyunun ikinci yarısında ortaya konulan mücadele herkesin gözlerini yaşarttı. Kalenin ne kadar emin eldivenlere teslim edildiği herkes görüyor. Fazla bir söz söylemeye gerek var mı ? Sezon başı kafası karışık olan Ahmet Oğuz, yavaş, yavaş kendine geliyor. Nasıl gelmesin ki Alper Uludağ öyle bir mücadele veriyor ki, akıllara ziyan.. O ne hırs, o ne azim. Ahmet ondan aşağı kalmadı. Kani Arnason ve Lucas Claro resmen savunmanın emniyet siğortası. Selçuk Şahin, deyince akan sular duruyor. Bu takım geçen sezon küme düştü ise ne büyük nedenlerinden bir Selçuk’un Göztepe’ye gitmesiydi. Bir futbolcu, bu kadar profesyonel olabilir. Biz o’nu izlemeye doyamıyoruz. Ondan alması gereken dersleri dilerim, her futbolcu alır. Bunların başında Yasin Pehlivan geliyor. Yasin en fazla forma şansı bulan, en çok koşan, en çok çalışan oyuncuların başında geliyor. Selçuk’tan öğrenecekleri ile uzun yıllar Türk futboluna hizmet eder. Ahmet İlhan Özek, yüreğini, her şeyini ortaya koyuyor. Stephane Sessegon’da çok klas bir oyuncu. Seyrine doyum olmayan isimlerin başında geliyor. Jailton Paraiba, en çok eleştiri alan oyunculardan. Ama Jailton’u Adanaspor maçında dikkatle izleyenler, yapması gerekenleri yapmadığı alanından savunmaya gelip yardımcı olmasına alkış tuttu. Mert Nobre’nin sakatlığı Nadir Çiftçi için bir şanstı. Ama Nadir’in bu şansı iyi değerlendirdiğini düşünmüyorum. Samimiyet ve çalışkanlığından hiç şüphe yok. Bu takımın kenarda bekleyen , her an formayı kapacak oyuncuları var. Bunların başında da Casmin Matei, Bady, Yıldırım Mert Çetin, Bekir Yılmaz gelmekte. Berat Ayberk Özdemir ve Rahmetullah Berişbek gibi genç yetenekleri de bu yarışta unutmamak lazım.

Özetle daha 9 maç geride kaldı. Köprülerin altından çok suyun akacağı 25 maç var. Bir gerçek var ki, Gençlerbirliği iyi yolda.

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap