Şampiyonlar Ligi temsilcimiz 7 gol yedi!
Kadınlar 1. Ligi’nde şampiyon olup Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya hak kazanan Ataşehir Belediyespor yine ilk turda elendi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da senaryo değişmedi. Türkiye liglerinde oynayan en iyi sporcuları transfer edip bir kaç tane de yabancı transfer yapıp şampiyon olmaya çalışmak; oradan da Şampiyonlar Ligi’ne gittiğinde tur atlayamamak, üstüne bir de fark yemek… Demek ki bir şeyler transfer yapmakla olmuyor. Belli bir grup sporcunun aynı anda aynı takıma gittiği kısır döngü içinde hangi başarıyı nereden bekliyoruz ki? Altyapılarda bir tane bile başarısı olmayan hatta genç ve yıldız takımlara bile katılmayan Ataşehir sadece transfer yaparak 1. Lig’de şampiyon oluyor ve başarısı sadece bununla kalıyor.
Gelelim Ay Yıldızlı milli takımımıza. Altyapılardan itibaren U17, U19 ve A milli takımlarda da genel itibariyle başarısızız. A Milli takımımız yıllardır Avrupa Şampiyonası’na katılamıyor. Elemelerde ilk turda elenip fark yiyip geliyor. Aynı teknik ekip, aynı kadro, aynı sporcular yine elemelere katılıyor, yine eleniyor. Peki neden bir değişikliğe gidilmiyor. A Milli takım teknik direktörü bu kadar başarısızlığa rağmen değişmiyor. Türkiye’de altyapılarda başarılı olan; her yıl yıldız takımlarda, genç takımlarda şampiyon olan hocalar milli takımla adı bile anılmazken Türkiye Futbol Federasyonu’nun belirlediği daha önce kadın takımı bile çalıştırmamış, hiçbir başarısı bulunmayan antrenörler milli takımın başına getiriliyor. A milli takım teknik direktörü Talat Tuncel en son 2012 yılında Beşiktaş U14 erkek takımını çalıştırmış ve daha sonra Kadın A Milli Takımı antrenörlüğüne getirilmiş. Sorarım size daha önce kadın futbol takımı çalıştırmayan antrenör nasıl milli takımın başına getiriliyor? Üstüne bir de bu kadar başarısızlığa rağmen değişmiyor. Yıllardır aynı teknik ekip hiç düşünmüyor mu neden başarısızız, neden ilk turda elenip geliyoruz. Cevabı gayet belli; milli takım seçmelerinde de kısır döngü var. Belli takımlardan belli sporcular milli takıma çağırılıyor, bu sporcuların maçlarına gidip izlendiğinden bile şüphe duyuyorum. Altyapılarda ve liglerde oynayan o kadar yetenekli sporcu varken milli takım hocaları izlemedikleri maçlardan izlemedikleri sporcuları milli takıma çağırıyor. Aynı takımda yıllarca oynayan bir sporcu başka takıma transfer olduğunda anında milli takıma çağırılıyor. Yani milli takım hocaları sporculara, mesajı mı vermek istiyor: “Şu takıma gidersen milli takımda oynarsın” mesajı verdikleri bile iddia ediliyorç. Hocaların bu stratejiden vazgeçmeleri lazım. Gerekirse bütün maçlara gidip bütün sporcuları izleyip milli takım kadrosunu bu şekilde yapması gerek. Türkiye’deki yetenekleri keşfetmek yerine gidip Avrupa’dan Türk sporcu bulan antrenörler başarının bu şekilde geleceğini sanıyor galiba. Haziran ayında Ankara’da yapılan ve Mogan Tesisleri’nde oynatılan Türkiye Şampiyonu’nun belirleneceği Genç ve Yıldız takım finallerinde bir tane bile milli takım antrenörü yoktu. Bu kadar önemli maçlara gelmeyen teknik ekip bu maçları izlemeden milli takım kadrosu yapıyor. E bunun sonucunda da başarısızlık kaçınılmaz oluyor.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli