Ali Kınacı tuttuğu notlardan anlatıyor. 18 Eylül 1965 yılında Hasanoğlan Gençlik ve Spor Eğitim Kulübü kuruldu. 1991-92 sezonundan itibaren Ankara amatör kümesinde mücadeleye başlamış. Ateşli taraftarlarını da arkalarına alarak şampiyonluklar yaşamışlar, başarılar kazanmışlar. Daha sonra Hasanoğlan Belediyespor olarak değişmiş adı. O gün, bu gün mücadelesini sürdürüyor. Başkan Poyraz gençliğinde atletizm yapmış, futbol ve voleybol oynamış. Bir yarışta ünlü atlet Ahmet Altun ‘un ardından bir üçüncülük bile almış. “Sporla eğitimi hayatım boyunca hiç ayrı düşünmedim “diyor. Bugün futbolla da olsa 100 kadar genç lisansiyer olarak sporun içinde.Büyükler, gençler, yıldızlar dallarında ilçelerini temsil ediyor. En az 100 ‘e yakın da minik futbolcuda gelecekte Hasanoğlan Belediyespor formasını giyecekleri güne hazırlanıyor. Bunun dışında ilk öğretim ve liselerde binlerce öğrenci sporu haftada 1 veya 2 saatlik beden eğitimi dersi ile tanıyor. 10 bin 500 nüfuslu bir belde için futbol tesisi açısından eksiği yok, fazlası var. Hasanoğlan için spor adına ihtiyaç duyulan bir spor salonu ve sporun sadece futbol olmadığını , diğer branşlar içinde öncülük yapılması gerektiğini söylediğimizde Poyraz’ın cevabı şöyle oldu: “Özellikle bireysel sporları çok önemsiyorum. Gençlerimizin atletizme yönelmesini çok istiyorum. Bu konuda okullarımızda çalışmalar yapmayı planlıyoruz. Spor kültürünü gençlerimize daha okula başladığı gün vermeye başlarsak Hasanoğlan’ın çehresi değişir. Bunun için herşeyi yapmaya hazırım “diyor.Belediyedeki sohbeti noktalayıp dışarı çıkıyoruz. Başkanın teklifi ile bir daha ilçeyi dolaşıyoruz. 1940’lı yıllara bizleri alıp, götüren anfi tiyatronun orta yerinde bir anı için fotoğraf çekmek ricasında bulunduğumda , bir ülkenin neler kaybettiğini, beynimin ince kılcal damarlarından bir kez daha süzgeçten geçiriyorum. “17 Nisanlar bu yeni anlayışın zaferlerini gelecekte yeni zaferlere bezenecek bayram günlerini müjdeleyen tarihtir “diyen İsmail Hakkı Tonguçlar, Hasan Ali Yücel’lerin sesi yankıların gibiydi. Dedik ya bulunduğumuz mekan bir efsane eğitimin mabedi idi.Yolumuz son olarak Ahmet Poyraz en büyük eseri Atatürk Stadı’na uğradı. Pırıl, pırıl çimlerin ve gözleri kamaştıran ışıkların altında gençlerin antrenmanını izlerken, başkanın mutluluğuna diyecek yoktu. Sonra soyunma odasına geçtik. Masaya bir tepsi baklava geldi. Tıpkı, büyük bir emeğin , dayanışmanın ve imecenin ve alın terinin ürünü meşhur Hasanoğlan Pişmaniyesi gibi. Afiyetle mideye indirdik.Ayrılık vakti gelmişti ve vedalaşırken, sloganımızı bir kez daha tekrarladık. “Spor bir lüks değil, yaşamsal bir ihtiyaçtır “Dileriz bu güzel beldenin gençleri sadece futbolla değil, diğer branşlarda da mücadele ederek, ilçelerinin adlarını duyururlar.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli