SINAV VAR, FUTBOLU BIRAK

 SINAV VAR, FUTBOLU BIRAK

30 Ağustos Zafer Bayramını  kutladığımız bu günde yazıma Ulu Önder Atatürk’ün bir sözüyle başlamak istiyorum, Mustafa Kemal,  “Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” Der.  Spora ve sporcuya değer veren Atatürk spor yapmanın yalnızca beden kabiliyeti olmadığını özellikle belirtmiştir. Bu demek oluyor ki,  kişi hem sporcu olacak hem de iyi bir öğrenci olacak. Başarılı bir sporcu olmak için başarılı da bir öğrenci olmak gerekir.

 

Örneğin bir kilidi açmak için anahtar ne kadar önemliyse,  bir sporcu için de eğitim o kadar önemlidir. Başarılı olmayı gerçekten isteyen bir kişi hem sporunu yapar hem de dersini çalışır. Burada en önemli olan  ailelerin tutumu. Günümüzde aileler iki şeyin bir arada yapılabileceğine inanmıyor. Yani çocukları spor yapıyorsa eğitimine devam edemeyeceğini veya da eğitimine devam ederken spor yapamayacağını düşünüyor. Bu yüzden de çocuklarını spor yapmaktan alıkoyuyor, ders çalışması için eve hapsediyor. Bu genellikle böyle.

 

Kadın futbolunu önemsiz gören aileler kızlarını üniversite sınavına gireceği zaman futbol oynamasına izin vermiyor. En verimli çağına gelen bir sporcu ailesi tarafından engelleniyor ve sporu bırakıyor. 17 yaşında bir kız futbolcu, “ ben üniversiteye hazırlanacağım” deyip antrenmanlara katılmıyor. Gidiyor 1 yıl boyunca futbol oynamayıp, eve kapanıp ders çalışıyor ve sonucunda üniversiteyi de kazanamıyor. Çünkü baskı altındayken hiç bir şey olmaz. Aileler çocuklarına bir şeyleri dayatıyor, onları zevk aldıkları şeylerden uzak tutuyor. Hatta milli sporcular bile üniversiteye hazırlanacağım deyip futbolu bırakıyor. Aksine üniversite okuyamayacak kadar dersleri zayıf olan sporcular futbol sayesinde üniversitelerin spor fakültelerine girip öğrenim hayatlarına devam ediyor, beden eğitimi öğretmeni oluyor. Bunun birçok örneği var. Aynı şey erkek futbolcular için geçerli değil. Onların aileleri çocuklarını futbol oynaması için teşvik ediyor. Üniversiteye futbol aracılığıyla girmesine ön ayak oluyor.

 

Kızlar ise hem baskı altına alınıyor, hem sınavda başarısız oluyor, hem de futboldan uzak kalıyor. Futbol oynayıp aynı zamanda üniversite kazanan, okuyan mezun olan bir çok kişi var. Hem futbol oynayıp hem tıp okuyan, gazeteci olan, öğretmen olan bir çok kişi var. Bu iş sadece eve kapanıp sürekli ders çalışarak olmuyor. Ailelerin sorumluluğu biraz da kızlarına vermesi lazım. Hem ders çalışıp hem de futbol oynamaları konusunda teşvik etmeleri, kızlarının kendi ayaklarının üzerinde durmaları için destek vermeleri gerek.

 

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap