ANKARA KALESİNDEN

 ANKARA KALESİNDEN

Bugün takvimler 27 Aralık 2018’i gösteriyor. Günlerden Perşembe…
Her 27 Aralık’ta kendimi tarifi imkansız duyguların seline kaptırırım. Ankara ve ülkemiz için çok büyük önem arz eden günlere duyarlıkların heyecan katsayısının geçmişe göre bugünlerde biraz azalıyor olması beni son derece üzüyor. Atatürk’ün 27 Aralık’ta Ankara’ya gelmesi, Mustafa Kemal’in 5 Ekim’de Ankara Hemşehriliği’ne kabulü, 13 Ekim’de sıradan bir Anadolu kasabasının Başkent ilan edilmesi ve tüm bunları 29 Ekim’de Cumhuriyetle taçlandırılması, bir ulusun kaderine maya olan kilometre taşlarıdır. Şu yaşadığımız süreçte böylesine derin mana ifade eden günlere ne kadar çok ihtiyacımız olduğu herkes görmeli.

Bugün Dikmen Keklik Pınarı’nda saat 14:00 Büyük Atatürk Koşusu’nun 83’ncüsünün stardı verilecek. Türk spor tarihinin en uzun soluklu ve en anlamlı spor organizasyonuna katılım her geçen yıl artmakta. Bu son derece sevindirici bir gelişme. Bu yıl bin 44 erkek, 443 kadın olmak üzere toplam bin 487 atlet yarışacak. Bu tüm zamanların en yüksek katılımı. Bu anlamalı yarış 1936 yılında 12 atletle başlamıştı. Son 20 yılda Büyük Atatürk Koşusu’nun en ince detaylarına kadar her şeyini çalıştığımız gazete ve televizyonlara taşıdık.

Üzülerek ifade etmeliyim ki, bu yıl böyle bir imkanı bulamama beni derinden üzdü. Her koşu öncesi, bu büyük organizasyonu simge isimleri Erdoğan Dulda ve Altan Türkeri ile mutlaka biraraya gelirdik. Bu koşuda tam 60 kez koşan Altan Altan Türkeri ile en son 2014 Aralık ayının 25’inde biraya gelmiştik. Tabi yanımızda o güne kadar 41 kez koşuda yer alan Erdoğan Dulda’da vardı. O gün her ikisi de sağlık kontrolünden geçip, lisanslarını vize ettirip, “Koşabilirsiniz ” olurunu aldıklarında nasıl da sevinçten havalara uçmuşlardı. O günkü coşkuları ve heyecanları hala gözümden gitmiyor. Nasıl da çocuklar gibi sevinmişlerdi. O yıl 61 kez koşan Altan ağbinin son yarışı oldu. Sağlık sorunları nedeniyle 81 yaşında noktayı koydu. O’nunla birlikte 42 yarışını tamamlayan Erdoğan Dulda, bu büyük yarışa aralıksız katılım sayısını 90 yaşında 46 yapıp, bugün de 47.kez koşmanın planlarını yapıyor. Altan Türkeri ve Erdoğan Dulda, her yarış öncesi biraraya geldiğimizde hep şunu söylerlerdi “Bu koşu bir yarış değil, bir katılımdır. Türk sporunun en büyük organizasyonuna iştirakin yanında , Mustafa Kemal’e ve o’nun yaptıklarına minnet ve şükranlarımızı bir kez daha ifade etmektir. Sadece Ankara değil, tüm Türkiye bedeni ile olmasa da yüreği ile koşmalı”. Bunu her duyduğumda heyecandan titrerdim.

Ankara asırlardır bir çok medeniyete evsahipliği yapmıştır. Bugün ise Ankara’yı Ankara yapan gelişmelerin başında 27 Aralık 1919 ‘da Mustafa Kemal Atatürk’ün şehrimize gelmesi, ardından Ulu Önder’in 5 Ekim’de Ankara hemşehriliğine kabul edilmesi resmen bir ulusun kaderine maya olacak gelişmelerdir. 13 Ekim’de ise sıradan bir Anadolu kasabası olan Ankara’nın başkentlilikle taçlandırılmasının ve de Cumhuriyetin ilanı. Tüm bu gelişmeler ülkemiz ve Ankara adına çok önemlidir.Bu yıl dönümlerinde her kurum, kuruluş ve kişiler, kendisini samimi bir eleştiri ve öz eleştiri kantarına çekmesi gerekir.

Ulusal ve evrensel gelişmelerden kopmadan sürdürdüğüm 45 yıla yakın yerel haber koşuşturmasında bu kilometre taşlarını çok önemserim. Her yıl dönümlerinde değerlendirmelerde bulunurum. Üzülerek ifade etmeliyim ki, spor adına hala Ankara’nın iddiasına konumuna yakışmayan görüntüleri sürekli gündeme taşımaktan utandık.

Ankara’nın spor alanında en büyük sorunu tesis. Bu konuda yaşadıklarımıza bir Afrika ülkesinin başkentinde bile rastlayamazsınız. Anadolu’nun 500 bin nüfuslu illerine 40 bin kişilik modern stadyumlar inşa edilirken, 6 milyonluk Ankara’ya stat yapmak için resmen “burnumuzdan fitil getirdiler “desek az gelir. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasay’ın şampiyonluk ambargolarına önce Trabzonspor, ardından da Bursaspor başkaldırdı. Ama hala Cumhuriyetle yaşıt Gençlerbirliği ve 108 yıllık MKE Ankaragücü, bu kentin dünyada şampiyonluk yaşamayan tek başkent olma ayıbını ortadan kaldıramadı.

Amatör futbol müsabakaları tesis yetersizliği nedeniyle sabah saat 9’da başlıyor. Sabahın ilk ışıklarında yollara koyulan amatör futbolcular bedenleri sahada, ruhları yatakta maçları tamamlıyorlar. Dünyanın hangi başkentinde sabah ezanında resmi futbol müsabakası oynanır?

Tam 26 yıl önce doğanlar şimdi askerden döndü. Evlik hazırlıkları yapıyorlar. 1992’de San Marino ile oynadığımız maçtan sonra Ankara’da A Milli futbol takımımız resmi maç oynamıyor. Ama bunu kimse kendine dert etmiyor.Bu kentin 10 tane profesyonel futbol takımı olmasına rağmen başta Fatih Terim olmak üzere milli takımı çalıştıran teknik adamların radarına takılıp bir tane A Milli takım forması giyen futbolcumuz yok. Hepimiz, “Umut Bulut Ankara’dan gitti “gibi masallarla avunuyoruz.

Daha ne kadar kendimizi uyutacağız. Başkente yaşamanın, bir ağırlığı, bir sorumluğu ve de ağırlığı olmayacak mı ? O kadar yazacak, isyan ettirecek dertler biriktirdi ki bu kent, hangisini yazayım.

Büyük Atatürk Koşusu, neden bugüne kadar, “Uluslararası “bir organizasyona dönüşmedi. Dünyanın hangi ülkesinde bu kadar derin mana ifade eden bir spor organizasyona rastlayabilirsiniz ? Bu kentin kaderinde söz sahibi olanlar, siz bunları ne zaman dert edineceksiniz. Bu özel günlerde bir kez daha herkesi sorumluğa davet ediyoruz. Ankara’nın spor alanındaki fotoğrafı Başkent kimliğine yakışmıyor. Ankara ‘da yapılan yanlışlar Çok ciddi sorunlar var. Ankara’da spor adına yapılan yanlışlar Türkiye’ye çok zarar veriyor. Bir kez daha bizden hatırlatması

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap