ÇOK ÜŞÜYORUM

 ÇOK ÜŞÜYORUM

Ali ÖCAL

ANKARA son yıllarının en soğuk kışlarından birini geçiriyor. Deyim yerinde ise kutup soğukları iliklerimizi donduruyor. Bunun yanında Ankaragücü’nün yaşadıkları ise kanımızı donduruyor. Ankaragücü adına yaşadıklarımız karşısında “Olmaz bu kadar”, “Bu kadarına da pes” demekten bıktık, usandık. 102 yılık bir kulüp ne hallere düştü. Bir kongreyi bile toplamaktan aciz muhteremler için ne söylesek fayda etmiyor. Genel kurul 2. kez ertelendi. Dilerim taşlamış kalpler biraz insafa gelir de tüm Türkiye’ye rezil ettiğiniz Ankaragücü için hayırlı bir adım atılır. Bugün köşemi bu sinir bozucu konuya fazla ayırmak istemiyorum. Bir türlü vedalaşmadığımız, Ankara’nın iddiasına ve konumuna yakışmayan 19 Mayıs Stadı’nda oynanacak Başkent Derbisi’ni konuşmak istiyorum. Gençlerbirliği ile Ankaragücü 74. kez karşı karşıya gelecek. İddia ediyorum son yılların en ilginç ve de en çekişmeli derbilerinden birine tanıklık edeceğiz. Hafta içi hoşgörüyle karşılayabileceğimiz, gayet insani ve sporuna ruhuna yakışır mesajlar verildi. Sonunda dostluğunun kazanacağı ama kıran kırana geçecek bir maç izleyeceğiz. Dilerim, soğuk havaya aldanıp, son yıllarının içinizi ısıtacak ve uzun yıllar unutulmayacak derbisini Ankaralı futbolseverler kaçırmaz. Tribünler tıklım tıklım dolar. Bu maçta da futbolunun doğasında olan sürprizlere ben dahil herkes hazırlıklı olmalı. Asrın oyununu cazip kılan, peşinden koşturan bu sürprizler değil mi? Karşılaşma öncesi büyük bir çoğunluk Gençlerbirliği’ni favori görecek. Gerek oynadığı futbol gerek kadro yapısı gerekse de puan cetveli itibariyle kırmızı-siyahlı ekip ağır basıyor. Fuat Çapa, Türk futbolunun ilginç bir süreçten geçtiği bu dönemde Gençlerbirliği için şans. Futbol bilgisi, tecrübesi, adamlığı dışında, futbolumuz adına duyduğu sorumluk beni çok heyecanlandırıyor. Çapa’nın takımı bugün kaliteli bir mücadele koyacak. Bundan hiç şüphem yok.

İLAHİ ADALET
Gelelim Ankaragücü’ne… Hakan Kutlu ve futbolcularının onur mücadelesini tüm dünya duydu. Kutlu, göreve geldiği günden bu yana çok önemli mesajlar verdi. Bir teknik adamdan çok, bu kulübün bağrından çıkmış bir evladı olarak yaşananlara isyan etti. Etmekte de haksız değildi. Ama artık bir yerde durmalı. Kendi alanına dönmeli. Bugünkü maç Ankaragücü için bir dönüm noktası. Türk futbol tarihinde Bilal Gülden, İshak Doğan, Gökhan Erdoğan, Ümit Kurt, Bayram Ongun, Abdullah Keseroğlu, Mehmet Taşçı, Mert Erdoğan, Orhan Evci, Gürkan Alver, Aybars Garhan, Abdullah Keseroğlu, Metin Aydın, Serkan Şirin, Kağan Kanak kadar şanslı hiçbir futbolcu olmaz. Yıllar önce saydığımı isimlerin çoğu için Hakan Kutlu’ya bir çağrıda bulunmuş, “Bu çocuklarının yeri Tandoğan değil, Beştepe olmalı” demiştim. Sağ olsun Hakan hoca da o gün birçoğunu Beştepe’ye çağırmıştı. Sonra değişim Hakan Kutlu’nın ayrılmasından sonra sekteye uğradı. Siz ve sizin gibi birçok yetenek yuvadan koparıldı. Bugünkü şartlar önünüze çok farklı bir pencere açıyor. Arif Peçenek, Nazmi Erdenerin, Gökhan Gediklali başta olmak üzere birçok antrenörünün sizi Türk futboluna ve Ankaragücü’ne kazandırma adına verdikleri mücadelede ilahi bir adaletin tecellisi var gibi geliyor. Mersin İdman Yurdu’nu Bora Kök, Ergin Keleş, büyük kaptan Aydın Tosyalı ağabeylerinizle birlikte evinizde yenerek, “Türk futbolcusuna güvenin” derken, siz bu ülkede bir devrim yaptığınızın farkında bile değildiniz. Ardından, 80 milyon euro (191 milyon 43 bin TL) değerindeki Beşiktaş’a sözleşmelerinizde yazan 50 bin, en kabadayı 100 euro’luk bedellerle kök söktürürken, futbolumuz hakkında ahkam kesenlere verdiğiniz dersten eğer biraz dersler çıkarsaydı bu ülkede futbol devrimi olurdu. O gün sizinle mücadele eden Aydın, Turgut Doğan, Bora Kök gibi üst düzey ağabeyleriniz dahil toplam bedeliniz bile Tomas Sivok’un Beşiktaş’tan aldığı 6 milyon euro’nun yarısı bile değildi. Benim ülkemin çocuklarına güvenmeyip, bu ülkenin paralarını çarçur edenlere öyle bir tokat vurdunuz ki, bu üniversitelerde ders olarak okutulmalı. Unutmayın Türk futbolu yeniden tanımlanıyor. Siz çok şanslısınız. Bunu iyi değerlendirin. Benim anlatmak istediğim, bir maçta yenmek, yenilmek değil. Bu ülkeye ve futbola zarar verenlere artık bir dur denilmeli. Beni Ankara’nın soğuğu değil, samimiyetsizlik üşütüyor.

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap