MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Mustafa Kaplan’ın düzenlediği basın toplantısına ilgi çok büyüktü.Gökçe Karataş Tesisleri’nde son yılların en kalabalık toplantılarınlarından birisine tanıklık ettik. Bazı arkadaşlarımız, katılım karşısında şaşkınlıklarını gizlemeyerek, “Ankara’da bu kadar basın mensubu var mıymış ? “demekten kendilerini alamadılar. Toplantıya belki de “ilk” defa Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Şube Başkanlığı yapmış iki isim de birlikte katıldı. Görevi Hüseyin Doğru’ya bırakan Alper Bakırcıgil dahil olmak üzere 30 yakın , spor şefi, muhabir, kameraman, foto muhabiri bir masanın etrafında toplandık.Mustafa Kaplan çok samimi açıklamalarda bulundu. Kaplan, meslektaşlarımızın sorularını içtenlikle cevaplandırdı. Mustafa Kaplan’ı dinlerken, 2012-2013 sezonunda yaşananlar gözümde canlandı. Sonra 3 ayda tanıklık ettiklerimiz…
ÇOK ZOR BİR GÖREV TEVDİ EDİLDİ
Mustafa Kaplan’a çok zor bir göreve tevdi edilmişti. Türk futbol tarihinde eşine ender rastlanan gelişmeler (Gerçi bunu yaşayan Ankaragücü ise anormal bir durum değildir ” neticesinde bir anda kendini, MKE Ankaragücü’nün başında buldu. Herşey meçhuldü. Futbolcular isyan etmiş, parasızlıktan Anton Putsila gibi tecrübeli bir oyuncu intiharın eşiğinden dönmüş, takımın başındaki teknik adam İsmail Kartal, “darbe” yapmakla suçlanmış… Herşey resmen arap saçına dönmüştü.Kartal’dan görevi devralan Bayram Bektaş, yaşananlara sadece 1 maç dayanabilmiş, Göztepe maçının ardından hazırlık kampında takımı terk etmişti. Bir tarafta da futbolcular takımı terk etmek için sıraya girmişken, bir de teknik adam sorunu çıkmıştı.Böyle bir ortamda teknik adam bulmak çok zordu. Aynen de öyle oldu. Hiç bir teknik adam kendisini ateşe atmak istemiyordu. Tüm bunlar yaşanırken, Mustafa Kaplan Antalya’da takımın başına gönderildi. Ligin ikinci yarısının başlamasına ve ara transferin tamamlanmasına sayılı günler kalmıştı. Antalya kampı tamamlanmış, takım Ankara’ya dönmemiş, Galatasaray maçı için direk İstanbul’un yolunu tutmuştu. Takım Mustafa Kaplan’a emanetti. İkinci yarının ilk maçında sonuç tam bir hüsrandı. Galatasaray karşısında alınan 6-0 mağlubiyet, bir çok kesim için, “Ankaragücü bu yıl kesin küme düşer” yorumları yaptırıyordu. Sırada Aytemiz Alanyaspor maçı vardı. Tarihi bir güne tanıklık edecektik. Eryaman Stadı kapılarını açıyordu. Bu özel, günde herkes ortaya konulacak futboldan ve sonuçtan endişeliydi. Korkulan da oluyor ve Ankaragücü yeni futbol mabedinde ilk maçını 2-0 mağlup tamamlıyordu.
SANKİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER TOPLULUĞU
İkinci yarının 3.hafta maçı olan Trabzonspor maçı hazırlıkları başlarken, Beştepe’de peş peşe transfer bombaları patlıyordu. Sanki 5 kıtadan valizini kapan Beştepe’ye koşuyordu. Yaşananlar karşısında herkes şaşkındı. Bu futbolcularla, kim ne zaman konuşmuştu.Ne zaman anlaşılmıştı. Haydi, Hırvatistan’dan Ante Kulısic geçmişte komşumuzdu. Arjantin’den Hector Canteros, Oscar Scarione, Rusya’dan Zahur Sadeev, Jamaika’dan Dever Orgill, Yeni Zellanda’dan Tyler Boyd , Yunanistan’dan Stelios Kitsiou, Fransa’dan Hadi Sacko ,Polanya’dan Michal Pozdan, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden Wilfred Moke, Başkent Ankara’da Asır Çınar için ter dökeceklerdi. Bunun yanında Aydın Karabulut, Cebrail Karayel’de ara transfer takıma katılan Türk oyunculardı. Herkes şaşkındı. Her kültürden, her medeniyetten futbolcularımız vardı. Sanki Ankaragücü Birleşmiş Milletler Topluğu gibi bir takım olmuştu.
KAPLAN SORGULANIYOR
Belli bir kesim, böyle bir takımı Mustafa Kaplan’ın nasıl antrene edeceğini sorguluyordu. Futbolun dili tek de olsa bir çok kişi, “Bunca futbolcuya kaç tercüman lazım “diye kafa yoruyordu. Hatta bu konu da emektar “Musa Cimilli o işi halleder “diye espriler bile yapılıyordu. En çok Mustafa Kaplan tartışılıyordu. Hatta, ” Kaplan gider ise takımın başında kimi görmek istersiniz “diye anketler yapılıyordu. Takım Trabzon deplasmanına bu kaygılarla uğurlandı.Mustafa Kaplan, Karadeniz temsilcisi karşısına yeni transferden Stilos Kitsiou, Tyler Boyd, Dever Orgill forma verdi. Sonradan Wilfred Moke’yi oyuna aldı. Sarı-Laciverliler, bu zorlu deplasmandan 1-0 yenik ayrılmasına rağmen hiç te fena bir futbol oynamamıştı. Özellikli yeni isimler ilk maçta iyi kumaşları olduğunu göstermişti.
HANGİ MUSTAFA KAZANACAK ?
Eryaman Stadı’nda oynanan 2.maçta rakip Kasımpaşa idi. Bakalım iki Mustafa’nın mücadelesini hangi Mustafa kazanacaktı. Mustafa Kaplan mı , Mustafa Denizli mi ? Kaplan maça 10 yeni transferden 7’sine ilk 11’de forma vererek başladı.Buna Tiago Pinto ve Brice Dje Djedje ‘de katarsanız 10 yabancı ile tarihinin en fazla yabancı futbolcusu ile sahadaydı Asırlık Çınar. Kalede genç Altay Bayındır tek Türk futbolcusu olarak formayı kapmıştı. Dever Orgil’in 33.dakikada attığı gol ve muhteşem taklasında… adeta stat yıkıyordu.Ardından yeni transferlerden Hadi Sacko farkı 2’e çıkarıyordu. Noktayı İlhan Parlak koyup, maç 3-0 Ankaragücü’nün galibiyeti ile sonuçlanırken, kazanan da bizim Mustafa oluyordu. Bu sonuç ve ortaya konulan futbol ümitlendirse de , takımın geleceğini tam net değildi. Akhisar deplsasmanından 1 puanla dönülmesi. Erzurum maçını heyecanla beklemeye almıştı.
ERZURUM 2-1’LE UĞURLANIYORDU
Büyükşehir Belediye Erzurumspor maçı her iki takım açısından çok önemliydi. Kasımpaşa maçında bir çok tribünlere ceza kesilmesi, konuk takımın sesinin gür çıkmasına neden olsa da Ankaragüçlüler Eryaman Stadı’nı yıkıyorlardı. Bu güzel atmosfere 25.dakikada Tyler Boyd attığı güzel golle cevap veriyordu. İlk yarı 1-0 Ankaragücü’nün üstünlüğü ile sonuçlanırken, taraflı tarafsız herkes, “Bu takımda hayat var”diyordu. Maçın 2.yarısına konuk ekibin Kristian Opseth’in golü başlaması , soğuk duş etkisi yapsa da, sahada ne yaptığını bilen, canla başla mücadele eden bir Ankaragücü vardı. Tribünler , “Bu maç bizim olacak”diye adeta haykırıyordu. Bu güzelliklere Dever Orgill muhteşem taklası ile karşılık veriyordu. Böylece zorlu bir maç 3 puanla geçiliyordu.
UMUTLAR ARTIYOR
MKE Ankaragücü’nün 3 maçta 2 galibiyet, 1 beraberlik alıp, 7 puan toplaması umutları artırmıştı. Alınan futbolcuların, bu kadar kısa sürede uyum göstermesi, takım olması herkese parmak ısırtıyordu. Endişeler “yok” da değildi. Özellikle, Mustafa Kaplan’ın kariyeri ve tecrübesi bazılarını rahatsız etmeye devam ediyordu. Ligin 24.haftasında deplasmanda oynanacak olan Antalyaspor maçı merakları iyice artırmıştı. Ligin 2.yarısında hiç bir takım, Ankaragücü kadar merak uyandırmamıştı. Yaşadıkları ve kısa sürede kurulan kadronun başarıları ülke spor gündemini meşgul ediyordu.
JAMAİKALI ‘DAN 3 TAKLA
Antalyaspor maçına , Başkent ekibi Chico’nun golüne engel olamayıp, 1-0 mağlup duruma düşüyordu.Bu golle Dever Orgill’in 2 golü ve muhteşem taklası ile cevap veren Sarı-Lacivertliler, 2-1 öne geçiyorduu. Nazım Sangre skoru 2-2 yapsa da, Jamikalı Orgill , golünü ve taklasını atıp, hat trick’le takımını soyunma odasına gönderiyordu.Bu zorlu deplasmana noktayı Tyler Boyd noktayı koyuyor ve maçı Ankaragücü 4-2 kazanan taraf oluyordu. Yepyeni bir kadro ile son 4 maçta 10 puan …Kimse bu sonucu küçümsemeyecek.Soyunma odasında gözyaşları sel olup Akdeniz’e karışır.
ACI HABER
Yıllarca takımlarının peşinden koşturan Sarı-Lacivertli taraftarlar, Güney sahillerinde kazanılan zaferden dolayı çok mutludurlar. Gecenin alaca karanlığında dönüş yolculuğu için son hazırlıklar yapılmakta.Yola çıkıldığında otobüslerde de mutluluk, rüzgarları esmekte. Koyu sohbetlerle kilometreler adeta yutulmakta. Kimileri uyumakta, kimileri galibiyetin tadını çıkarmakta. Sabaha karşı 03:00’de kulakları sağır eden, kalpleri ve yürekleri yakan bir ses…Taraftarları taşıyan araca başka bir aracın çarpması sonucu Eren Alagöz ve Mert Turgut Çakır, hayata veda ederler. Acı çok büyüktür. Acıyı hafifletmek için Türkiye ayakta.Eren’i ve Mert Turgut’u binlerce kişi uğurladı. Körpecik bedenler için Hacı Bayram Cami’nde Mevlid-i Şerifler okutuldu.Taziye ziyaretleri yapıldı. Bu acılar içinde takımda ezeli rakip, ebedi dost Bursaspor maçına hazırlandı. Bu maç son yılların belki de en dramatik 90 dakikalarından biri olacaktı.
DUYGUSALLIK BERBERLİK GETİRDİ
MKE Ankaragücü-Bursaspor maçı sezonun en ilginç maçlarından birisi oldu. Eren ve Mert Turgut ‘un acısı hem sahaya hem de tribünlere yansıdı. Körpecik bedenlerin ebediyete intikali Maraton Tribünü’nde Melekleri sembolize eden bir pankartla anlatılması duygusal anlar yaşattı. Her iki dost tribün ilk 45 dakika takımları lehinde herhangi bir destek tezahüratı yapmadı. İkinci yarıda Bursasporlu ve Ankaragüçlü taraftarlarının destek vermesi ile maç daha da çekişmeli geçti ise de karşılaşma 0-0 sonuçlandı. Mustafa Kaplan ile çıkılan son 5 maçta hiç yenilgi alınmaması kümede kalma ümitlerini artırdı. Kaplan bu maça 10 yabancı ile çıktı sadece Türk oyuncu olarak kalede Altay Bayındır vardı. Basın toplantısında Mustafa Kaplan’a, “Birleşmiş Milletler gibi bir takımı idare etmek nasıl bir duygu , zor oluyor mu ? “diye sordum. O da, “Hiç bir sıkıntı yok.Herşey yolunda “diye cevapladı.
MALATYA’DA RESMEN HAKEM DOĞRADI
Ankaragücü, ligin son maçında Evkur Yeni Malatyaspor maçında kötü futbol oynamadı. Malatya’da resmen bir hakem faciası yaşandı. Özgür Yankaya maçın sonucuna etki edecek Ankaragücü aleyhine kararlara imza attı. Penaltılarını vermedi. Hiç hakedilmeyen bir galibiyet alındı.Mustafa Kaplan bana göre bu zorlu süreçte hiç de fena bir sınav vermedi. Böyle bir takımı yönetmek, antrene etmek o kadar değil. Hiç kimse kendini kandırmasın. Ankaragücü’nde herşey güllük gülistanlık değil.
BASIN TOPLANTISINDA İSYAN ETTİM
Bu büyük katılımlı basın toplantısında herkes Mustafa hocaya sorular sordu. Ben de hiç yeri ve zamanı olmayan bir soru sordum. Ne sordum, niçin öyle bir soruyu niçin sordum. Onu da yarın açıklayayım. Bugün Mustafa Kaplan’ın hakkını bir teslim edelim. Mustafa Kaplan için 2012-2013 Sezonu’nda yanı 6 yıl önce yazdığım yazıyı paylaşayım. Ondan sonra devam edelim.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli