2020 Tokyo Olimpiyatları’nı nefeslerimizi tutarak izlemeye devam ediyoruz.
Toplam 206 ülkeden 11 bin 96 sporcunun 33 branşta verdiği muhteşem mücadeleyi izlerken uykusuz geceler geçiyoruz.
Açılıştan bugüne 11 gün geride kaldı. Ülkemiz 108 sporcu ile sporunun zirvesinde yerini almıştı.
Tarihimizde ilk kez Okçuluk’da altın madalyanın sahibi oldu. Mete Gazoz 85 milyona büyük bir gurur yaşattı.
Tekvonodo’da Hakan Recber ve Hatice Kübra İlgin bronz madalyalarını boyunlarına takarak ” ilk” madalya sevinçlerini birlikte paylaştılar. Güreş’de altın madalya umudumuz Rıza Kayaalp, bronz madalya kazanıp, olimpiyat şampiyonluğu hasretini Tokyo’da da dindiremedi. Güreş’de bir bronz madalya sevincini de kadın sporcumuz Yasemin Adar’la yaşadık.
Kadın Milli Voleybol Takımımız tarih yazmaya devam ediyor.
Bugün sabah saatlerinde Rusya engelini geçip, adını çeyrek finale yazdıran Filenin Sultanları, çayır çayır yanan orman yangınları karşısında yüreğimizi serinletiyorlar.
NE OLUR FARKLI GÖZLE BAKALIM
Her 4 yılda bir yapılan olimpiyat oyunlarına artık çok farklı pencereden bakmak zorundayız.
Sporun gücünün nelere kadir olduğunu görmeliyiz.
Bunu istisnasız 85 milyon insanımızın hissetmesi gerekir.
Olimpiyat Oyunları, bir spor müsabakasının ötesinde çok derin manalar ifade etmekte.
Zor korunmakta olan dünya barışının emniyet sibobu olan bu büyük organizasyonu takip ederken çok farklı duygular yaşıyorum.
Ülkemiz bu büyük spor şenliğine evsahipliği yapmak için inanılmaz mücadele veriyor.
Tesis ve organizasyon konusunda çok ciddi mesafe katettik.
Ama olimpiyat düzenlemenin kriterleri sadece tesis ve organizasyon kabiliyetinizle sınırlı değildir.
Olimpiyat düzenleyecek ülkelerden nelerin beklendiğini hepimiz bilmeliyiz.
Her olimpiyat bizim olimpiyat düzenlemeye ne kadar yaklaştığımız için bir sınavdır.
Şu bir gerçek ki, bu konuda daha katedilecek çok yolumuz var.
Bu yolu hep birlikte 85 milyon insanımızla birlikte yürümeliyiz.
SON BİR HAFTA
Tokyo Olimpiyatları, 23 Temmuz’da start aldı. O gün bugün çağrı yapıyorum.
“Olimpiyatları takip etmeyen bir tek vatandaşımız kalmamalı.” diye…
Bu mümkün mü ? Tabi ki değil. Gönlüm ister ki, tarlada otunu biçen köylümüzden dağda keçilerini otlatan çobana herkes bu bilinçte olsun. Bunun böyle olmadığını hepimiz biliyoruz.
Hiç olmaz ise 20 milyon gibi muhteşem bir gençlik nüfusumuza olimpiyatı iyi anlatmalıyız.
2020 Tokyo Olimpiyatları bunun için bir fırsat olmalı.
Dünya azalan gençlik nüfusunu artırmak için çeşitli çareler ararken, bizler bu muhteşem zenginliğin ne kadarına olimpiyatı anlatık.
Keşke ülke sporunun kaderinde rol oynayanlar istatistiklerle bunu açıklasalardı.
Şimdi bu büyük tartışma gereken konu başlıklarını sonraya bırakalım ve olimpiyatlara odaklanalım.
Son 1 haftaya girdik.
Özellikle 20 milyon genç kardeşlerimize sesleniyorum, sizler bu tarihi anı ıskalamayın.
Yarın ülkemizin düzenleyeceği bir olimpiyatın en önemli aktörlerinden birisi olacağınızı unutmayın
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli