OYNA…OYNA…OYNASANA.

 OYNA…OYNA…OYNASANA.

..
MKE Ankaragücü, tarihinin yine çok zor süreçlerinden birini yaşıyor…Ne zaman rahat oldu ki… Medipol Başakşehir maçı son derece önemli karşılaşmalardan biriydi.Tabi rakip açısından da…Biri can derdinde , diğeri şampiyonluk peşinde koşan takımlar olunca , 90 dakikada neler yaşanacağını kestirmekte çok zordu.Üstüne üstlük bir de Corona Vürüs denen illetin yansımalarını düşünün… Fiziksel ve ruhsal olarak en fazla etikilenen futbolcu ve teknik adamlarının durumunu hesap edin. İşte böylesine zorlu ve stresli bir ortamda başladı karşılaşma. MKE Ankaragücü maçının 10.dakikasında Stylıanos Kıtsıou, savunmadan çıkıp, uzun bir topla Gerseon Rodrıgues’i buluşturdu. Bu oyuncudan seken topu kapan Saba Lobjannıdze ceza sahasına girdi. Saba, Marten Skrtel müdahalesi ile kendini yerde buldu. Hakem peanaltı noktasını gösterdi Rodrıgues topu filele gönderip, Sarı-Lacivertlileri 1-0 öne geçirdi. Bu erken gol, konuk takımda şok etkisi yaptı. Tüm hatları ile yüklenmeye başladılar. 13.dakikada  Enzo Cırvelli’nin şutunu Saba Lobjanıdze çizgiden çıkarması Ankaragücü’nü şöyle bir silkeledi. Ankaragücü’nde savunma ilk yarıda fena oynamadı. Kaleci Rıcardo’nun yerinde müdahaleleri ve güven veren duruşu , Kıtsıou’nun gerek defans ve hucumda başarılı olması, Atilla Turan’nın iki haftadır savunmanın solunda başarılı bir grafik çizmesi Mustafa Reşit Akçay’ın kadro zenginliğini artırmıştı. Savunmanın göbeğinde Mıchal Pazdan her zaman ki gibi gayet profesyonel  ve sakin şekilde görevini icra ediyordu. Ante Kulusıc’ın yokluğunda Rıcardo Faty, merak konusuydu. Faty, orta sahada bir türlü bekleneni vermemişti. Tam bunları düşünürken , maçın 22.dakikasında Rıcardo Faty’ın topu Mert Günok’un koruduğu kaleye göndermesi, sanki Eryaman Stadı’nda 22 bin kişinin maçı takip ettiği gibi bir coşku uyandırdı. Hakem Hüseyin Göçek’in “VAR” bile gitmeden golü ofsayt gerekçesiyle iptal etmesi, son derece yanlış bir tutumdu. Belki de MKE Ankaragücü, açısından maçın kırılma noktası olacaktı 2-0 öne geçse… Olur muydu ? İlk 30 dakikada ortaya konan oyuna bakınca evet, ama maçın tamamını  düşünce çok zordu. İlk 30 dakika savunma görevini kusursuz yaptı. Özellikle orta sahanın solundan ve sağından çok etkili olan bir oyun vardı. Saba ve Mıchalak, çok iyi ataklar geliştirdiler. Rodrıguez, savunmayı hucuma çıkarmadı. Sorun orta sahanın kontrolüydü. Tiago Pinto ve ve Danıel Lukasık bir türlü maça ağırlıklarını koyamadılar. Oscar Scarıone’nın gerek hucum, gerekse orta sahaya katkısı çok yetersiz kaldı. 35.dakikada Danıel Aleksıc’ın şutunun direkten dönmesi, Edin Vısca’nın gol girişimleri, 1-0 galip olarak soyunma odasına giderken sanki tehlike sinyalleri veriyordu. Yanılmamıştık…İkinci yarıda çok kötü bir Ankaragücü vardı. Oyunun hakimi tamamen konuk ekipti. Atilla Turan kazanılmıştı ama Tıago Pinto kaybedilmişti. Tecrübeli oyuncu bir türlü takımı toparlayamıyordu. Robson De Souza sağdan elini kolunu sallayarak ceza sahasına girip, sert bir şutla topu kaleye gönderdi. Ricardo başarılı bir şekilde topu çevirdi. Pazdan ve Faty’ın bir anlık dalgınlığı ve Danıel Aleksıc, bomboş durumda topu filelere gönderip, skoru eşitledi: 1-1. Bu gol konuk ekibin hırsını artırırken, hala MKE Ankaragücü’nde bir hareketlenme yoktu. Çünkü fiziksel olarak bir yorgunluk gözle görülüyordu. Akçay’ın Dever Orgıl ve Sedat Ağçay hamlesi, ne orta sahayı ne, hucumu bir türlü hareketlendiremiyordu. Üstüne üstelik, Edin Vısca 3 net gol pozisyonu, Enzo Crivelli’de 1 ciddi gol pozisyonunu değerlendiremiyordu. 73.dakikada Enzo Crıvelli’nin ortasında ,Danıel Aleksıc’dan sekip maçın yıldızı Edin Vısca’nın önüne düştü. Vısca’da düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderip, takımını 2-1 öne geçti.Bu pozisyonda da maçın hakeminin “VAR” a gitmemesi çok düşündürücü idi. Mustafa Reşit Akçay’ın Cebrail Karayel, İlhan Parlak, Aydın Karabulut hamleleri maç hiç bir katkı sunmadı. Oyunun geneline baktığınızda MKE Ankaragücü, umut vaadeden bir oyun sergilemedi. Ruhsal ve fiziksel yönden yeterli olmayan bir görüntü vardı. MKE Ankaragücü Yönetim ve taraftarının gayret ve çabalarının futbolcu ve teknik ekibe yansımaları bu ise , Sarı-Lacivertli takımın işi çok zor. Şayet Ankaragücü’nün 12.adamı maçta olsaydı aynen şöyle seslenirdi, bu oyun karşısında “Oyna…oyna…oynasana…” Evet bundan sonra en büyük sorumluk, bu transferleri yapanlara, teknik ekip ve futbolcular ait…


 

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap