“KISMET BUGÜNMÜŞ “
En fazla birlikte görmeyi arzu ettiğim bir fotoğraf vardı karşımda. Ülkeminin yeni yönetim sisteminin iki önemli Bakanı ile karşı karşıya idim. Ulusal ve evrensel gelişimlerden kopmadan Başkent Ankara’da habercilik yaparken , en fazla dert ettiğim ve spor alanın en önemli temsilcisi vardı. Avazım çıktığı kadar haykırarak, duygularımı iletmek istedim.Sonra da “Dur ne yapıyorsun “deyip kendimi frenledim. Ankara Kalesi’nden sayın Bakanlarıma seslenmek için kısmet bugünmüş.
Sayın Bakanım, meslek hayatıma başladığım günden itibaren, okul sporlarına ne kadar büyük önem verdiğini bizi yakından takip edenler çok iyi bilirler. Türk sporunun en büyük kaynağı olan okullara gösterdiğimiz hassasiyeti bundan sonra da tüm samimiyetimizle sürdürmeye devam edeceğiz. Üzülerek ifade etmeliyim ki, okul spor faaliyetleri tüm iyi niyetli çabalara rağmen istediğimiz düzeyde değil. Olimpiyat düzenlemeye aday bir ülkenin okul spor organizasyonunda çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Katılım son derece düşük. Dünya azalan gençlik nüfusunu artırmak için çareler ararken, Türkiye, en büyük zenginliği olan 18 milyon genç nüfustan çok azını spor alanına getirebiliyoruz .Okul spor faaliyetlerinin önünde en büyük engelin mevcut eğitim sistemimizin olduğunu herkes biliyor. Öğrencilerimizin karşısında, sınav, dershane, gelecek kaygısı gibi çok güçlü rakipler var. Gençlerimiz ve veliler bu nedenle yeterince spora yönelemiyorlar. Sizinde çok iyi bildiğiniz gibi, 21 Yüzyılın Türkiye’sinde sporun eğitimin önünde bir engel gibi görülmesi gibi vahim bir durum var. Oysa ki, sporun bırakın engel olmayı, bireye sağlıklı olmanın yanında o kadar çok pozitif katkısı var ki, bunu sizin gibi bir değere anlatmaya gerek olmadığını çok iyi biliyorum. Ama bu gerçeği hepimiz biliyoruz. Ailelerimiz ve çocuklarımız huzursuz ve endişeliler Sporun zirvesi olan olimpiyatlara talip bir ülkenin bu sorunu mutlaka çözmesi gerekir. Eğitimi, öğretimi sadece ders kitapları arasında arama yanlışından vazgeçmez isek, bedelini ağır öderiz. Ve de ödemekteyiz. Sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlerle desteklenmeyen eğitim bireyi hayat mücadelesinde çok zorlar. Türkiye bu yanlıştan mutlaka dönmeli. Öğrencilerimizi okula adımını attığı gün gün sporla tanıştırmalıyız. Beden Eğitimi Dersi, “1 saat mi olsun, 2 saat mi olsun ” tartışmalarından, bu son derece önemli dersin, diğer derslere çalışmak için “joker “olarak kullanılması yanlışından vazgeçmeliyiz. Okul bahçelerinde sözüm ona Beden Eğitimi dersi icra edilirken sergilenen fotoğraflar bu ülkeye yakışmıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı vakit geçirmeden samimi bir değerlendirme yapmalı. Her iki kurumdan da ciddi şikayetler var.Özellikle okullar ve beden eğitimi öğretmenlerini son derece moralsiz buluyorum. Olimpiyat düzenlemek gibi spor alanındaki en büyük hayalini gerçekleştirmek için büyük mücadele veren Türkiye’nin başkenti Ankara’da okul sporlarında sorun olduğunu çok iyi biliyorum. Son yıllarda okul spor faaliyetlerinde imkanların artmasına rağmen coşku ve heyecan her geçen azalıyor. Biz okul spor faaliyetlerinde hem geleceğin olimpiyat sporcularını bulacağız, hem de futboldan başka hiç spor dalına seyirci bulamadığımız ülkemizde olimpiyat oyunlarına tanıklık edecek seyircileri arayacağız..En önemlisi de spor kültürümüzü artıracağız. Sayın Bakanım, Türkiye’nin spor alanında en büyük hedefi olimpiyat düzenlemek. Bu ülke mutlaka sporun zirvesi olan olimpiyatı düzenleyecektir. Bundan hiç şüphem yok. Şunu gördük ki, tesis ve organizasyon noktasında hiç sıkıntı yaşamayacağız. Ama mevcut spor kültürü ile düzenlenecek olimpiyat Türkiye çok büyük faydalar kazandırmayacak. Eğer Türkiye olimpiyat düzenlemek gibi büyük bir hayalin peşinde koşuyor ise, okul sporlarını yeniden gözden geçirmeli. Bir nesle ilham vermek için spor , “olmaz” ise ” olmazımız ” olmalıdır. Spor yapmayan, spor kültürü ile tanışmayan bir tek birey bile kalmamalıdır. En içten, kalbi duygularımla başarı dileklerimi saygılarımla iletirim.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli