SON SANİYE KADAR MÜCADELE

 SON SANİYE KADAR MÜCADELE

Gençlerbirliği gibi bir takımın bu kadar kötü futbol oynama lüksü var mıydı ?

Bu soruyu karşılaşmadan önce sormuş olsak, kimse bu kadarını hayal edemezdi.

Elbette her takımın, iyi ve kötü oynayacakları maçlar olacaktır.

Ben son 20 yıl içinde Gençlerbirliği’nin bu kadar kötü futbol oynadığına tanıklık etmedim.

Karşınızda Galatasaray’da olsa böylesine bir mücadele ne futbolculara, ne de teknik ekibe yakışmadı.

Bir takımın 90 dakika, uzatmaları ile nerede ise 100 dakikayı bulan bir mücadelede kaleyi bulan bir tek şutu olmaz mı ?

Kanatlardan , savunmayı rahatsız edecek bir tek orta yapılmaz mı ?

Rakibe bu kadar topla oynama şansı tanınır mı ?

Emeklerine, alın terlerine saygı duyduğum  futbolcular da var.

Ama en ufak bir heyecan, stres duymadan, bırakın antrenmanı halı saha da bile maç yapsanız, bu kadar hırstan yoksun mücadele olmaz. Olamaz…

Stancu ve Lima’nın birlikte oynatılması bana göre bu maç için çok lükstü.

Galatasaray gibi az da olsa şampiyonluk şansı olan bir takım karşısında, sanki Özcan Bizati ben , “Ben bu maçtan 3 puanla ayrılmak zorundayım.” demek istemiş gibi anladım.

Hiç sanmıyorum…Rakibin gücü belli…Önce oyun kendi yarı alanında kabullenilecek. Sıkı adam ve alan kontrolü yapılacak…

Ondan sonra da , Galatasaray’ın hücuma yönelik ilerde çoğalmaları, dikkatle takip edilecek…Kapılacak bir topla hızlı bir çıkış…

Savunma eksik yakalanıp, bir gol bulmayı planladıklarını düşünüyorum.

Dolayısıyla , Stancu- Lima birlikteliği çok lüks oldu.

Bir başka gol bulma yöntemi de, her takım bunu ezberlese de, Daniel Candeias ile yerden ve havadan adrese teslim ortalarla gol aranacaktı. Hoş Candeias sakatlanıncaya kadar, yani 42.dakikaya kadar kendinden beklenen bu görüntüleri de ortaya koyamamıştı.

Maçın kırılma anlarından biriydi bu sakatlanma anı…

Gedson Fernandes’in Daniel Candeıas’a yaptığı hareket çok sertti. Kırmızı kart gösterilmesi gerekirdi.

Sarı kartla geçiştirilmesi, Candeias’ın sakatlık sonucu Sio değişimi gerçekleşmeden Galatasaray’ın Halil Dervişoğlu ile golü bulması…

Gençlerbirliği’nin ruhsuz mücadelesine tuz biber oluyordu. Takımlar soyunma odasının yolunu tutarken, “Gençlerbirliği 2.yarıda bu kadar kötü oynamaz.” demekten kendimi alamadım.

Malesef , ikinci 45 dakikada durum hiç değişmemişti.Galatasaray çok gol pozisyonları üretiyor, ama farkı artıramıyordu.

Sarı Kırmızılar, Emre Akbaba ile bir gol daha bulup, sahadan 2-0 galip ayrıldı.Çok farklı da kazanabilirdi.

Gençlerbirliği, bu sonuçla 35 puanda kaldı. Bu mücadeleyi ve hırsı gördükten sonra, eminim ki bir çok insan Gençlerbirliği’nin ligde kalmasının mucizelere kaldığını düşünüyor. Futbol her türlü sonuca açık bir oyun. Futbolu da cazip kılan bu tarafı değil mi ?

Deplasmanda Fatih Karagümrük, ardından Ankara’da Göztepe ağırlanacak. Deplasmanda oynanacak Trabzonspor maçı ile sezon tamamlanacak.

Gençlerbirliğ’nin 3 maçtan 9 puanla ayrılması gerekiyor. Çıkmayan can umut kesilmez.

Yalnız, Gençlerbirliği futbolcu ve teknik ekibinin Galatasaray maçı bir kez daha izleyip, “Bu nasıl bir mücadele.” diyerek kendilerini ciddi eleştiri-özeleştiri kantarında tartmalarını öneriyorum.

Gençlerbirliği’nin matematiksel olarak ligde kalma şansı var. Bir takımın, hele Gençlerbirliği gibi bir takımın Süper Lig’e veda etmesi , bundan sonra kapanmaz yaralar açacaktır. O neden son saniye kadar bu şans mutlaka zorlanmalı. Galatasaray maçındaki görüntü , “Biz ligden düştük. Siz ne söylüyorsunuz .” der gibiydi. Gençlerbirliğili futbolcular şunu unutmamalı; son saniye kadar mücadele etmek zorundasınız.

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap