‘’Meşalenin kokusunu parfüm mü sandın?
Atkı taktık diye üşüdük mü sandın?
Sen tribün aşkını oyuncak mı sandın?’’ …
Bir oyuncak. Tek bir oyuncak. Bir şey, hem bu kadar masum hem de bu kadar aldatıcı nasıl olabilir? Elbette ki bir zihinle yahut bir gönülle. Yani bir insanla.
Tek bir oyunu sevmek; başlı başına oyuncakları sevmek için yeterlidir. Eğer bir oyunu seviyorsan; önce oyuncakların masumiyetine inanacaksın.
İşte sırf bu yüzden. EVET, tribün aşkını bir oyuncak sandım. Ben. Öyle sandım, evet.
Ben bu oyunu, futbolu sevdim. Ve tribünler de benim oyun alanım. Başlı başına benim. Orada ben varım. Ben ve yanımdakiler oyunun bir parçası. Biz bir oyuncağız. Biz masumuz. Biz yalnızca severiz.
Uçurtma uçurur gibi sev
Ne çok hızlı ne çok yavaş,
Balık tutar gibi sev
Her daim sabırlı,
Aşık olur gibi sev
Hem sımsıcak hem umursamazca,
Kahvaltı yapar gibi sev
Hem samimi hem bir o kadar sade,
Paraşütle atlar gibi sev
Hem cesur hem de vazgeçilmez,
Seyahat eder gibi sev
Hem meraklı hem de bir kaşif gibi,
Bir çocuk gibi sev
Hem günahsız hem kaygısız,
Ders çalışır gibi sev
Tekrar tekrar aynı konuları çalışıp öğrenir gibi.
Ama yeter ki sev be arkadaşım…
Bir oyunu sev. Oyuncu, oyuncak olmayı sev. Sevmeyi sev.
Şimdiye kadar söylediğim tüm bu şeyleri geçen hafta Hollanda’da gördüm. Feyenoord – Excelsior maçında…
Sevmek, hem de koşulsuz ve şüphesiz sevmek; bu olsa gerek. Oyunu, oyuncakları, masumiyeti, çocukları, futbolu, yeşil sahayı, kırmızı – siyah rekleri, SBV Excelsior’u sevmenin tek karşılığı bu olsa gerek.
Tarih 19 Ağustos 2018. Feyenoord evinde Excelsior’u ağırlıyor. Feyenoord kulübü, Rotterdam şehri çocuk hastanesinde tedavi gören çocukları, onlara moral aşılamak için Excelsior maçına davet eder. Maç planlandığı gibi 15.30’da başlar. Maçın 17. dakikasında Feyenoord, Robin van Persie’nin golü ile 1-0 öne geçer. Çocukların keyfi ziyadesiyle yerindedir. Deplasmana gelen Excelsior taraftarlarının dışında herkes oldukça eğleniyor zannediyorduk. Ama meğerse öyle değilmiş. Yalnızca 2 dakika sonra deplasman tribününden çocukların üzerine pelüş oyuncaklar yağmaya başladı. Excelsior taraftarları kalplerindeki tutku ve sevgiyle çocuklara ulaşabildikleri ölçüde armağanlar veriyorlardı. 90 dakikanın sonunda Excelsior, Feyenoord’a 3-0 kaybetmişti. Ancak istisnasız herkes, ama herkes sonsuz bir mutluluk içerisindeydi. Ve o mutluluk De Kuip Stadyumu’ndakilerle sınırlı kalmadı. Tüm Dünya’ya yayıldı. Sevgi ve Mutluluk.
Rakip takımın formasını sırtlarına geçirmiş çocuklara armağan yağdıran SBV Excelsior taraftarı, çok teşekkürler.
Sevmeyi bilen, oyunu seven, oyuncakları seven, çocukları seven insanlara, futbol sevdalılarına, size TEŞEKKÜRLER.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli