PATATES TARLASINDA HÜZÜN

 PATATES TARLASINDA HÜZÜN

Gençlerbirliği-Eskişehirspor maçının üzerinden nerede ise 20 saati aşkın bir süre  geçti ama hala etkisinden kurtulmuş değilim. İki, “Kırmızı-Siyahlı” takımın 90 dakikalık mücadelesinin  öncesi ve sonrası çok yoğun duygular yaşadık. Her iki renktaş takıma da çok  saygı ve muhabbetim vardır. Bu sefer ki, randevu her iki takımı çok farklı bir şekilde karşı karşıya getirmişti. Gençlerbirliği, geçtiğimiz sezon hayatını bu kulübe adamış, merhum  İlhan Cavcav’ın adının verildiği bir sezonda Süper Lig’e veda etmişti. Eskişehirspor ise son yıllarda mali problemlerle sürekli  gündemi işgal ediyordu. Bu karşılaşma öncesi bile 12 tane oyuncunun lisansının çıkıp, çıkmayacağı bilmecesi ile tamamen altyapıdan oluşturulmuş genç bir kadro ile Yenikent Osmanlı Stadı’nda ayak basmıştı. Yaklaşık 500 kadar Eskişehirsporlu futbolsever adeta 20 bin  kişiye eşdeğer bir coşku ve heyecanla takımlarını destekliyordu. Geçmişte Gençlerbirliği’nde teknik direktörlük yapmış Fuat Çapa’ya tribünlerden  hak ettiği sevgi gösterileri vardı. Karşılaşmanın başlamasına yaklaşık  1 saat kala, çok iyi bir Eskişehirli meslektaşımız olan  Cengiz Uysal ve Ali İhsan Sarıçoban’ı basın tribünde gördüğümde sarılıp, öpüştük. Kaç kişi geldiklerini sorduğumda, “ Foto muhabiri ve spor yazarı olarak toplam 9 minübüse  binip geldik “dedi. Buna, “ Cengiz Uysal’ı da ekleyin.Eder size 10 kişi “dedim. 800 binlik  Eskişehir’den 10 basın mensubu maçı izleyecek, 6 milyonluk bir kentten iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda gazeteci maçı takip edecek. Ne kadar hazin.

 

Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Eskişehir Şubesi Başkanı Sadi Seda ile ayak üstü de olsa bir, “ Yerel Medya” analizi yaptık. Eskişehir’in yerel medya  gücü Ankara’yı çok gerilerde bırakmış. Bu sohbet esnasında Ankara’dan yetişen maçın hakemi Sarper Barış Saka’nın başlama düdüğünü çaldığının farkına bile varmamışız.  Türk futbolunun en zor liglerinden birinde, “ forma giyme şansı mı, şansızlığı mı “ diyeceğim körpecik bedenlerin mücadelesi içimi açıttı. Kalede  17 yaşındaki Ebrar Yiğit Aydın, 18 yaşındaki Taha Erdoğan, ve bıyıkları yeni yeni çıkmaya başlayan Bedirhan Altuntaş, Cemali Sertel, Fırat Can Üzüm’ü izlerken, “Ben bu filmi daha önce izlemiştim “ demekten kendimi alamdım. Tam yıl önce MKE Ankaragücü’de aynı şeyleri yaşamamış mıydı ? Genç futbolcular, direnebildikleri, kadar direnip ellerinden geleni yapmış ama 5-0 mağlup olmaktan kurtulamamıştı. Maç sonu düzenlenen basın toplantısına önce Eskişehirspor Teknik Direktörü Fuat Çapa geldi. Sözlerine, “Neyi değerlendirelim.Halimizi mi maçı mı ” diyerek başladı.  Bilgisine, adamlığına çok inandığım Fuat Çapa, inanılmaz acı gerçekleri dillendirdi. Kendisine, “Biz bugün Yenikent Osmanlı Stadı’nda Eskişehirspor’u izledik ama karşımızdaki fotoğraf bir Türkiye gerçeğiydi. Futbol kültürü bu kadar yüksek,  Eskişehir gibi bir şehrin hüznünü yaşamak içimizi açıttı. Biz nerede hata yapıyoruz ? “dediğimde  Fuat hoca ” Bu sorunun cevabını herkes biliyor. Yalnız, biz sizin sorunuzun cevabını verecek yerde değiliz. Ben 2007 yılında Türkiye’ye geldim. 11 yıldır değişen hiç bir şey yok hep aynı şeyleri konuşuyoruz. Hiç şüpheniz olmasın 10 yıl sonra da aynı şeyleri konuşacağız. Bilic’in çok güzel bir sözü var12. Bilic, “ Türkiye’de temel problem şu, bilgisi olanların yetkisi yok, yetkisi olanlarında bilgisi yok” diyerek durumu çok güzel ifade etmişti. . Biz şov peşindeyiz. Biz vitrine bakıyoruz. İçeride neler olup, bittiğini hiç merak etmiyoruz. Orduspor, Kayseri Erciyespor, Gaziantepspor , Mersin İdman Yurdu gibi kulüplere yenileri eklenir ise hiç sürpriz olmaz” diyerek acı bir gerçeği tüm çıplaklığı ile bir kez daha ortaya koymuştu. Hemen arkasından Gençlerbirlği Teknik Direktörü Erkan Sözeri geldi. Sözeri maçla ilgili çok kısa bir değerlendirmede bulundu. Bu o’nun rakibe duyduğu saygının bir yansımasıydı. Takımı 5 -0 galip gelmiş, liderliğe yükselmiş, o bunun sevincini yaşamayı bir kenara bırakıp, rakibin hüznü paylaşmış. Doğrusu çok anlamlıydı. Erkan hocanın, “Bu sahada patates bile yetişmez “diyerek yaptığı zemin isyanı konusunda artık birileri gerekli önlemleri alırlar inşallah.Patates tarlasında yaşadığımız hüznü uzun yıllar unutmayacağım.

 

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap