DİRİLİŞ DESTANI

 DİRİLİŞ DESTANI

” Sesli Makale ”
Ali Öcal

Bir kulüp düşün ki, asrın oyunu futbolu İstanbul Moda Çayırı’ndan Cebeci Çayırı’na Hamit’in tarlasına taşısın.

Bir kulüp düşünün ki, Kurtuluş Savaşı’nda futbol oynarken gerektiğinde futbol topunu bir kenara bırakıp, topçu bataryalarının başına geçip, “gol” yerine düşmana “mermi” atsın, vatanı için şehit düşsün.

Bir kulüp düşünün ki, Cumhuriyetin ilk yıllarında bir tek spor tesisi olmayan Başkent Ankara’ya, İmalat-ı Harbiye Umum Müdürlüğü’nde çalışan subay ve memurların maşından 5, işçilerin ücretinden 1’er kuruş keserek 31 Ağustos 1934 yılında ilk stadı yapsın.

Bir kulüp düşünün ki, İkinci Lig’de mücadele ederken, Türkiye Kupası, Devlet Başkanlığı kupasını müzesine götürsün.

Bir kulüp düşünün ki, 60 yıllık Süper Lig tarihinde bir kez bile şampiyonluk yaşamamasına rağmen, peşinden bıkmadan, usanmadan koşan binlerce, on binlerce taraftarı olsun.

Bir kulüp düşünün ki, “100’ncü yılında şampiyonluk” parolasıyla çıkılan yolculuğunun hüsranla sonuçlanıp, önce Süper Lig’e, ardından PTT 1’nci Lig’e, burada tutunamayıp, 2’nci Lig’in yolunu tuttuğunda bile, “Sen amatör kümeye düşsen bile, senin sevdandan geçmeyiz “diyen iflah olmaz aşıkları olsun.

Bir kulüp düşünün ki, borç sarmalında bırakılıp, ıslak forma ile maça çıktığında, elektrikleri kesildiğinde, mutfağında çorba kaynamadığında cep harçlıkları ile takımına forma alan, mutfağına iaşe taşıyan, ölüm oruçları tutan fedakar, yılmaz bekçileri olsun.

Fazla uzatmayalım, ölümsüz şehir, ebedi başkente futbolu Ankaragücü getirmiştir.

107 yılı geride bırakan Ankaragücü, Türk futbolunun ve Başkent Ankara’nın bir kez tırnak içinde ifade ediyorum, “Ulu Çınarı” dır. Bu kentte futbol deyince “Ankaragücü ve sonrası” diyerek olayların irdelenmesi gerekir.
Ankaragücü’nün bu şehir için neler ifade ettiği konusunda Gümüşhanespor’la deplasmanda oynanan olaylı maçtan sonra çok ciddi bir duyarlılık oluştu. Bu süreçte yaşananların her anını, her saniyesini çok büyük bir dikkatle takip ettik.

Tarihe not düşülecek durumlar tespit ettik. Bunların içinde olumlu bulduklarımız da oldu, beğenmediğimiz de. Sessiz kaldık ise, bilin ki , Ankaragücü’nün bu şehir için neler ifade ettiğini en iyi bilenlerden olmamızdır.

Şimdi bir “Diriliş Destanı” yazılıyor. Bugün Ankara, Kayseri’ye akacak. Türk futbol tarihinde eşine, benzerine bugüne kadar rastlamadığımız görüntüler, ülke sınırlarını aşacak, tüm dünyaya yayılacak.

O nedenle olağanüstü günlerden geçtiğimiz şu günlerde bu yolculuk esnasında çok dikkatli ve hassas olunmalı.

Ankaragücü’nün son 7 yılda yaşadıklarını hiç kimese aklından bir saniye bile çıkarmamalı. Ankara -Kayseri Karayolu, bundan 36 yıl önce Türkiye Kupası kazanıldığında Ankara -Bolu Karayolu’nda yaşananlarla çok büyük benzerlikler taşıyacak. Kadir Has Stadı’nın çimleri İsmet Taşdemir ve futbolcularının terleri ile sırıl sıklam ıslanacak.

Ardından da Başkan Mehmet Yiğiner ve dava arkadaşlarının ve cefakar Ankaragücü taraftarlarının, sevinç ve gözyaşları sel olup akacak. Dönüş yolunda Kırşehir’de, Kırıkkale’de bu muhteşem coşkuya binler alkış tutacak.
Elmadağ’dan Nallıhan’a, Şereflikoçhisar’dan Kalecik’e Başkent’in tüm ilçelerinden dalga dalga yayılıcak . Ankaragücü’nün bu coşkusu ve heyecanı futbol topuna çok kötülük yapan bir ülke için belki de “Diriliş Destanı” nın fitilini ateşleyecek.

Yaşanacak güzellikler anında tüm dünyada yankı bulacağını unutulmamalı. Hiç bir olumsuzluk, bu güzellikleri bozmamalı.

Bu nedenle bugün Ankaragücü’nün kutlu yürüyüşünde kim yer alıyor ise tarihi bir sorumluğu olduğunu unutmamalı. İş Kayseri’de de bitmeyecek. Ankara ‘da oynanacak Hatayspor karşılaşmasına da güzellikler bırakılması gerekiyor. Bir kez daha yazılan ve yazılmakta olan Diriliş Destanı’na dünde yaşananları hiç kimse unutmadan destek vermeli.

23 Nisan 2017
Ali ÖCAL

Yorum Yap