Vakit gelmişti.Anayurt Gazetesi olarak, yerel yönetimlerin bir yıllık icratlarnı yerinde görmek, belediye başkanlarını dinlemek, belde sakinleri ile dertleşmek için yola çıkmak için herşey tamamdı. Günler önceden randevular alınıp , gazetemiz Strateji Danışmanı Hüseyin Memiş, Sorumlu Yazi İşleri Müdürü Affan Güngör, Ulaştırma Sorumlusu Erdoğan Akgün, büyük bir heyecanla Hasanoğlan’a doğru yola koyulmuştuk.Hava o gün kapalı idi.Henüz yaz saati uygulaması başlamamıştı ve hava aydınlanmamıştı.Ankara-Hasanoğlan arası 34 kilometrelik yolu umduğumuzdan da kısa sürede katetmiştik. Randevumuza yaklaşık yarım saat vardı.”Şöyle bir ilçeyi dolaşalım” dedik.Hiç bilmediğimiz, sokaklara, caddelere arabamıızı rastgele sürüyorduk.Bu kısa an dilimi içinde strateji danışmanmız H.Hüseyin Memiş, içini tarifi imkansız bir duygu yoğunluğu kapladığını söylediğinde, bizlerin de farklı duygular taşımadığını öğrenmesi geçikmedi.Gerçekten yaşadığımız an çok heyecan verici idi. Bir ara nefesimizin kesildiğini hissettim. Kolay değil, adını tüm dünyaya bir ilim ve irfan yuvası olarak duyurmuş Hasanoğlan’da idik. Ekip içersinde diğer arkadaşlara göre buraları daha çok bilen biri olarak bulunmanın sorumluğu ile bir kaç cümle ile de olsa durumu izah etmeye çalıştım ise de pek başarılı olamamıştım. Yaşanan an ve o an ki ortama tercümanlık yapabilmek, pek mümkün görünmüyordu.İlk defa buraları gören H.Hüseyin Memiş, , “Hasanoğlan’ı herkes görmesi gerekir “diye mırıldanıyordu.Gerçekten Hasanoğan gibi adını tüm Türkiye’ye ve dünaya duyuran bir eğitim ve öğretim mabedinde bulunmak insanı heyecanlandırıyordu.Evet, Hasanoğlan adını, ününü 17 Nisan 1940’da kurulan Köy Enstitisü ile duyuran bir belde. 3803 sayılı yasa ile kurulan 21 enstitünün 15’nci olarak eğitim ve öğretime başlamış olup, efsane eğitim uygulamasını 04.02 1954 yılına kadar sürdürmüş. İlk mezunlarını 1943-44 eğitim öğretim yılında veren okul, yaklaşık 3945 öğretmen yetiştirerek, ülkemizin bugünlere gelmesine büyük katkı sunmuştur. Yurdumuzun dört bir tarafından gelerek, bu okulda yetişenler sadece eğitim alanında değil, her saha da ülkemize büyük hizmetler vermişlerdir. Aralarında tanınmış yazarlar, çizerler, bilim adamları ve politikacılar çıkmıştır. Hasanoğlan beldesi de bunlardan nasibini almış olup, bu gün her aileden bir öğretmen vardır. Açıldığı gün duyulan çoşku kadar kapatıldığında duyulan hüznün izlerinin hala silinmediği Hasanoğlan’da bizi esir alan , “Bu hüzün olsa gerek “diyoruz ve belediyenin kapısından adımızı atıyoruz. Belediye Başkanı sayın Ahmet Poyraz içten ve samimi karşılaması ile rahatlıyor ve koltuklarımıza kuruluyoruz. Kısa bir hal hatırdan sonra arkdaşımız H.Hüseyin Memiş, meramımızı güzel bir uslüple anlatıyor. Sonra da sözü sayın Ahmet Poyraz’a bırakıyor. Sıranın spora gelmesini sabırsızkla beklerken, Poyraz’ın samimi ve içten sşiyaset ve yerel yönetim analizleri bizi de alıp, bir yerlere götürüyor.”En iyiyi, en güzeli yapacağım demek yetmiyor.Sorun proje ve hayal sorunu değil. Sorun kaynak, yetişmiş eleman ve de siyasetçi ve siyaset kurumuna duyulan güven. Bunları halletmeden , hizmetleri yapmanın zorluğunu tüm belediye başkanları yaşayacaktır “diyor. Ahmet Poyraz 1956 doğumlu , doğma büyüme Hasanoğlanlı. Kendisi de bir öğretmen. Belde sakinleri , 27 Mart 1994-17 Nisan 1999 tarihleri arası Ahmet Poyraz’ın hizmetleri ile tanıştığı ilk dönemdir. “Hasanoğlan’ın dağına taşına, beşikteki bebeğine hizmet etmek için kolları sıvadık ve hizmete koştuk.5 yıl sonunda mutluyum, huzurluyum.”diyor. “Özünde değil sözünde de doğru olmanın onuru en büyük birkimim “diyerek , “yetmeyen su kapasitesini artırdık”, “Çamur” dedik kuruttuk. “Yol” dedik asfaltladık. “Park “dedik, “Bahçe “dedik, yaptık. Çoğu şehirde bile olmayan bir stat kazandırdık ilçeye.1970’den beri süregelen sanayileşme hamlesine ime kazandırdık.” ifadeleri ile bir sürü sanatsal, kültürel faaliyetlerden bahsetti.Bunların hepsi daha önce gazetemizde yayınlandığı için ben bunları tekrar yazmayacağım.Neticede Hasanoğlan bir değişiklik istemiş olmalı ki, Ahmet Poyraz’ı tekrar seçmemiş.Aradan 5 yıl geçtikten sonra 27 Mart 2004 Mahalli İdareler seçimlerinde tekrar kapısı çalınan insan olmuş Ahmet Poyraz. ” Belde sakinleri gel kaldığın yerden hizmete devam et Başkan. “demişler. Poyraz’da kaçmamış bu görevden. İflah olmaz bir Hasanoğlan aşığı olan Başkan Poyraz, kaldığı yerden devam etmeye başlamış bir dönem ardan sonra. “Belediyenin yabancısı değildim. Ama doğrusu bu kadar kötü de bir tablo ile karşılaşacağımı beklemiyordum. “diyor. Belli ki bir sıkıntı vardı. Hiçte şikayette bulunmayı, özellikle de kendisinden önce görev yapanları yermeyi istemese de içerliyordu.”Çünkü ben böyle bırakmamıştım.” Biz de bütün belediye başkanlarının umduğundan fazla borç ve sorunla karşılaştıklarını anlatıyor ve de sözü spora getiriyordu.
YARIN: Hayatımın en mutlu günü 5 Temmuz 1998″ diyen Ahmet Poyraz anlatıyor.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli