TARİHE NOT DÜŞMEK

 TARİHE NOT DÜŞMEK

Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Şubesi’nin Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi ile imzaladığı işbirliği protokolü beni çok heyecanlandırmıştı. Hayata geçeceği günü sabırsızlıkla bekliyordum.

Geçtiğimiz hafta Cumartesi günü Yenikent Osmanlı Stadı’nın yolunu tutarken, böyle güzel bir sürprizle karşılaşacağımı beklemiyordum. Spor Toto 1.Lig lideri Osmanlıspor, Gazişehir Gaziantep’i ağırlıyordu. Akreditasyon kartımızı, cihazdan okutup, Basın Odası’na adımımı attığımda, her zaman olduğu gibi TSYD Ankara Şubesi Sekreteri Figen Asiler karşımdaydı. Selamlaştıktan sonra dikkatimi 3 genç çekti. Doğrusunu söylemek gerekirse, boyunlarındaki akreditasyon kartlarını görünce Gaziantep’den gelen meslektaşlarım zannettim. Sonra meramımı Figen hanım gidererek, “Bugün aramızda Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden konuklarımız var“dedi. Radyo Sinema Televizyon Bölümü 1.Sınıf öğrencisi Enes Rüstem Suçeken, aynı bölümden son sınıf öğrencisi Nurgül Çetak, Gazetecilik Bölümü 1.Sınıf öğrencisi Batuhan Yüksel’e, “hoş geldiniz.” deyip, “şansınız ve bahtınız açık olsun ” dileklerimi ilettim. Ardından maç listelerimizi alıp, tribünlerdeki yerimizi aldık.

Şampiyonluk mücadelesini yakından ilgilendiren maça fazla ilgi yoktu. Bunun sebeplerini biliyorum. (Ama bugün konumuz bu değil). Konuk ekip taraftarları bile Mor-Sarılı futbolseverlerden daha fazlaydı. Basın tribünündeki durumumuzda tribünlerden farklı sayılmazdı. Her zaman olduğu gibi Anadolu Ajansı’ndan Halil İbrahim Avşar, bilgisayarını açmış takım dizilişlerini halletmişti. Ajanstan saha içinde foto muhabiri Aytaç Ünal son hazırlıklarını yapıyordu. Bir de ben vardım. Doğrusu bu yalnızlığın çok da yabancısı değildim. Hele ki, bu statta…

Maçın başlamasına sayılı dakikalar kalmıştı. Çok az da olsa “birileri gelir” umudundaydım. Yanılmamıştım da… Her daim şahit olduğum gibi İhlas Haber Ajansı’ndan (İHA) Cem Geçim, sırtında tüm teçhizatı ile göründü. Ardında da geleceğin spor muhabirliği yolunda koşturan Emin Kuvat vardı. Kendi , kendime, “Kim bilir, kaçıncı haber koşuşturmacasından buraya ulaşmışlardı “demekten kendimi alamadım. Bu arada hakemin başlama düdüğünü çaldığını fark edememişim. Osmanlıspor sahada iyi görüntü vermiyordu. Nitekim de Gaziantep temsilcisi 13.dakikada Kerim Avcı ile bulduğu golle deplasmanda 1-0 öne geçiyordu. İlk yarı bu skorla tamamlanıp, her maçta olduğu gibi aşağıya inip, çayımızı içip pastamızı yiyecektik. Enes Rüstem, Nurgül ve Batuhan ‘da bizlerle çaylarını yudumluyordu.

Uzun zamandır maçlara gelmeyen, Ankara Büyükşehir Belediyesi eski Basın Danışmanı Avni ağbi (Kavlak)’da maçtaydı. Gençlerle tanışıp, sohbet ediyordu. Tabi her zaman olduğu gibi bu maçta da konuklarımız vardı. Gaziantep Güneş Gazetesi’nden Ali Budak, Pusula Gazetesi’nden Eyüp Özkan, sahada, Telgraf Gazetesi’nden Sedat Torun’da tribünde takımlarını takip ediyorlardı. Gaziantepli meslektaşlarım bize belli etmese de , “Koca Başkent Ankara’nın Spor Basını bu kadar mı ? Gaziantep’de amatör küme maçını bile bundan çok gazeteci takip eder ? “derler gibiydi. Bu konuda duyduğum acı ve ıstırabı defalarca anlattım. Her halde bu konularda bizim kadar kafa yoran da yok.

Maçın 2.yarısı başlamak üzere… Yerlerimizi almadan, Başkent Ankara’da tanıdığım en iyi kulüp medya sorumlularından biri olan Osmanlıspor Medya Sorumlusu Erhan Doğan’ın, gazetelere, ajanslara her zaman olduğu gibi fotoğraf geçmekle meşgul. Rica ediyorum, Erhan, “Enes Rüstem, Nurgül ve Batuhan’ın fotoğraflarını çeker misin ?” diyorum. Erhan her zaman ki aynı nezaketle , “Tabi ki ağbi “diyor. Tarihe not düşülecek bir kare. Bakalım bu fotoğrafın altına bu genç yıllar sonra neler yazacaklar?

Bu orada orta hakem Tugay Kaan Numanoğlu, düdüğü çalmış 2.yarı başlamış bile. Osmanlıspor iyi oynamıyor. Rakip skor avantajını korumak için kapanıyor. Sonra her maçta olduğu gibi sahada ter dökenler içinde ağızlarında anne sütü kokarken tanıdığı oyuncular radarıma takılıyor. Konuk takımdan 17 numaralı Oğulcan Çağlayan müthiş oynuyor. Bahçelerüstüspor’da, rahmetli Selami hocanın Mamak’da bir kümesten Türk futboluna armağanın yanında, Gazi Üniversitesi’nden Mehmet Erdem Uğurlu’yu imrenerek seyrediyorum. Osmanlıspor’da da hırslarına, inançlarına, azimlerine adamlıklarına hayran olduğum Yolspor’dan tanıdığım Caner Arıcı ve Bugsaşspor’dan Muhammed Bayır var. Yoğun duygular içerisinde Gazişehir Gaziantep, Osmanlıspor’un 12 haftalık yenilmezlik serine 1-0’lık galibiyetle son veriyordu.

Sırada basın toplantısı vardı. Bir avuç meslektaşlarımızla ve geleceğin gazetecileri adayları ile toplantı odasına yöneliyoruz. Yayıncı kuruluşa gerekli açıklamaları yaptıktan sonra hocalarımızın bize verecekleri  demeçleri  bekliyoruz. Bu arada yıllarca sorduğum soru hakkını bu kez gençlere bırakıyorum. Gazişehir Gaziantep Teknik Direktörü Mehmet Altıparmak ve Osmanlıspor Teknik Direktörü Osman Özköylü’ye durumu anlatıp, “Bu gün soruları Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden arkadaşlarımız soracak ” diyorum. Her iki teknik adamda bu teklifi gülümseyerek karşılıyorlar. İki teknik adama Enes Rüstem ve Nurgül öyle sorular soruyorlar ki, ağzım açık kalıyor. “Bu ülkeden, bu gençlikten umut kesilir mi ? “demekten kendimi alamıyorum. Toplantının ardından bu kez Cem Geçim’e, “Cem şu anı tarihe not kaydet” diyorum o da , “derhal ” diyor ve gereğini yapıyor. Sonra da üç genç bize veda edip, odadan çıkıyorlar. Ben de “yolunuz ve bahtınız açık olsun”deyip gençleri yolcu ediyorum. Yine tarihi bir adıma tanıklık ediyoruz. Dilerim bu kez Emre’lerin, Gökhan’ların, Davut’ların, Yağmur’ların, Murat’ların yaşadığı hayal kırıklığını yaşamayız…

 

 

Bu Yazı İçin Ne Düşünüyorsun?

Yorum Yap