GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

 GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMAZ

 

Geride bıraktığımız Çarşamba günü çok önemli bir etkinliğe tanıklık ettik. Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Şubesi’nin geleneksel olarak sürdürmeyi hedeflediği “TSYD Ankara Buluşmaları”nın konuğu MKE Ankaragücü Teknik Direktörü Mustafa Kaplan oldu. Kaplan, Başkent’in köklü üniversitelerinden Ankara Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileri ile biraraya geldi. Yaklaşık bir saat süren birliktelikte çok renkli ve yararlı bir söyleşi oldu. Geleceğin spor medyası adaylarının heyecanı görülmeye değerdi.Daha önce de belirtiğim gibi TSYD Ankara Şubesi’nin geleceğinin spor medyasının şekillendirilmesi adına üniversitelerle yapmış olduğu bu etkinliği çok önemsiyorum. Hele bu etkinlik, her geçen gün gücünü ve etkisini yitiren, varlığı tartışılan Başkentin iddiası ve konumu ile örtüşmeyen Ankara’da yapılıyorsa hassasiyetim bir kat daha artıyordu. İmzalar atıldıktan sonra projenin tüm etaplarını pür dikkat takip ediyorum. Etmeye de devam edeceğim. Projenin startı 2 Mart 2019 Cumartesi günü saat 16:00’da Osmanlıspor-Gazişehir Gaziantep arasında oynanan Spor Toto 1.Lig 24. hafta karşılaşmasında verildi. Yenikent Osmanlı Stadı’na her zaman olduğu gibi bir elin parmaklarını bile bulmayan Başkentli spor emekçi gelirken, konuk takımı takip eden basın mensubu sayısı daha fazlaydı. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Sinema Televizyon Bölümü 1.sınıf öğrencisi Enes Rustem Suçeken, ve aynı bölümünün son sınıf öğrencisi Nurgül Çetak ile Gazetecilik Bölümü 1.sınıf öğrencisi Batuhan Yüksel’e bu yalnızlığı izah etmekte ne kadar zorlanmıştım. Enes Rüstem , Nurgül ve Batuhan’la o gün gecenin geç saatlerine kadar sohbet edip, “Bugünü bir yere not edin “diyerek vedalaşmıştık.
NEDEN BU KADAR DUYARLIYIM ?
Bu konuya çok duyarlıyım. Çünkü son 20 yılda çekilen acıların en yakın tanıklarından biri olmanın şansızlığını yaşadım.Neden bu kadar hassas olduğumu bu satırlara sığdırmam mümkün değil.Hayallerini henüz gerçekleştiremeyen, bunu da layıkıyla yapacağına yürekten inandığım nice Emre Keklik’lerle Gökhan Alptekin’lerle Yağmur Yalçın’larla Murat Demirli’lerle, Hanzade Karaşinler’le yaşadıklarımı bir bilseniz, ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız.Olimpiyat düzenlemeye aday bir ülkenin başkentinin spor medyasının içinde bulunduğu içler acısı halini görüp de  bu tür projelere duyarsız kalınması mümkün mü ?
HİÇ KİMSE KENDİNİ KANDIRMASIN
Hiç kimse kendini kandırmasın.Gerçeklerle yüz yüze gelsin. Artık güneş balçıkla sıvanmıyor.İddiasına ve konumuna baktığımız zaman Türkiye’nin en etkisiz spor medyası bu şehirde bulunuyor. Bu ölümsüz şehir ki, Türk spor medyasının yıllarca lokomotifi olmuştur. Mektepli ve alaylı yüzlerce Türk sporuna damga vuran basın emekçileri yetiştirmiştir. Üzülerek ifade etmeliyim ki, son yıllarda çok ciddi kan kaybı yaşanmakta.
SAMSUN AKTEPE’YE AKMIŞTI
Mustafa Kaplan’la yapılan söyleşinin ardından çekilen toplu fotoğrafın ardından Keçiören Aktepe Stadı’nın yolunu tutum. Stada adımımı attığımda bir kez daha karşılaştığım acı gerçekle, Ankara spor medyası hakkında duyduğum endişenin ne kadar doğru olduğunu gördüm. Bir kez daha soğuk terler dökerek görmenin acısını bedenimde ve yüreğimde hissettim. Bu kenttin TFF 2.Lig’de şampiyonluğa oynayan “Keçiörengücü”diye bir takımı var. Haftanın en önemli maçında en yakın takipçisi Yılport Samsunspor’la karşılıyor. Bu hayati maçta bu şehirden ortalıkta bir Allah’ın kulu yok. Yunus Emre Kartal’a soruyorum, “Samsun’dan kaç kişi gelmiş “diyorum. Yunus Emre , “Ağbi toplam 40 kişi “diye cevap veriyor. Ankara Demirspor maçında olduğu gibi Basın Tribünü’nde oturacak yer bulmakta yine zorlanıyorum. Maç naklen veriliyor. Kameramanı, ışıkçısı, sesçisi, foto muhabiri, yazarı, çizeri Samsunspor için mesai harcıyor. Sahayı tarıyorum gözüme Sonsöz Gazetesi’nin emektarı Yalçın Ercan takılıyor, rahatlıyorum. Hakeminin başlama düdüğüne sayılı dakikalar kala Yetkiner Mayda ve Seyit Kalender ‘de tribünlerde yerini alıyor. Mayda ve Kalender 45 dakika maçı takip edip ayrılıyordu. Devre arasında konuk meslektaşlarımızla kısa bir sohbet yapıyoruz. Onlara bir bardak çay bile ikram edememiş olmanın hüznünü yaşıyorum. Keçiörengücü , basın ilişkileri üniversitelerde ders olarak okutulmalı. Bu da ayrı bir mevzu. Şimdi konumuz bu değil. Samsunlu gazetecilerden Nedim Aygün, “Hep sizi görüyorum “diyor. Ben de “Kaderim böyle imiş “diyorum. Acı ama gerçek bu basın gücü ile Ankara sporunun ilerlemesi asla ve asla mümkün değil.Emre Keklik ve onlar gibilerin hayallerine omuz verilmediği müddetçe bu acı tablonun değişmesi de çok zor.

Yorum Yap