ANKARA’DA DEĞİŞEN YAŞAM (2)

 ANKARA’DA DEĞİŞEN YAŞAM (2)

Ankara’da değişen yaşam

1993 yılının sıcak bir Haziran günü Afyon otobüs terminalinden cıva gibi bir delikanlı, ana kucağından asker ocağına, Malatya’ya doğru yola çıkar. Vatan borcunu en iyi şekilde ödemek için yanıp tutuşur. 5 Ağustos 1994’te Cudi Dağı’nda kulakları sağır eden Çay’daki sevdiklerinin yüreğine acı veren bir patlama sol bacağını bedeninden koparır.

Genç delikanlı tedavi için Ankara’ya gelir. Bilkent’teki TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi’nin yolunu tutar. Prof Dr. Kamil Yazıcıoğlu, gaziden futbol oynamasını ister. Gazi çok şaşırır. “Hocam, biz ayakta durmakta zorlanıyoruz. Nasıl futbol oynarız?” der. Hayatında hiç top oynamayan gazi, ikna edilerek rehabilitasyon adına futbol topunun koynuna bırakılır. Bugün, Ampute Milli Takımı’nın menajeri olan Uğur Özcan’ın futbol yaşamı böyle başlar.

AMPUTE Milli Takımı’nın menajeri Uğur Özcan. 1973 yılında Afyon’un Çay ilçesinde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak hayata “merhaba” demiş. 1993 yılının sıcak bir Haziran günü Afyon otobüs terminalinden cıva gibi bir delikanlı olan Uğur’u bir otobüs ana kucağından bu kez asker ocağına Malatya’ya uçurur. Heyecanlıdır yiğit Anadolu delikanlısı. Vatan borcunu en iyi şekilde ödemek için yanıp tutuşur. 5 Ağustos 1994 tahinde Cudi Dağı’nda kulakları sağır eden Çay’daki sevdiklerinin yüreğine acı veren bir patlama sol bacağını bedeninden koparır. Sonrası malum. “Vatan sağ olsun” der ve memleketi Çay’a döner. Çünkü, yaşam devam etmektedir. Asırlardır atalarının ekip biçtiği topraklarda çiftçi olarak hayatını sürdürür. 1 Eylül 1995’de hayatını komşu kızı Adile ile birleştirir. Şerife (7), Lema Nur (10) adında dünya tatlısı iki kız çocukları olur. Tüm hızı ile akıp giden zaman, mütevazı bir Anadolu kasabasında Uğur’la birlikte takvim yapraklarının birer birer yırtılarak çöpe atılmasını önleyemez. Seneler su gibi akıp gitmektedir.

ANKARA’DA DEĞİŞEN YAŞAM

2002 yılında Uğur Özcan’ın yaşamında müthiş bir olay gerçekleşir. Genç delikanlı tedavi için Ankara’ya gelir. Ölümsüz şehir, ebedi başkent sarar sarmalar delikanlıyı. İçinde tarifi imkansız bir ılıklık oluşur. Bilkent Lodumlu’da Rehabitasyon ve Bakım Merkezi’nin yolunu tutar. Normal kontroller yapılır. Gösterilen ilgi ve özen kendisini çok mutlu eder. Tam bu sırada öyle bir teklif alır ki donar kalır. Prof Dr. Kamil Yazıcıoğlu’nun teklifi oda da yankılanır. Yazıcıoğlu, Uğur’dan futbol oynamasını ister. Çok şaşırır. “Hocam, biz ayakta durmakta zorlanıyoruz. Nasıl futbol oynarım?” der. Hayatında hiç top oynamayan Uğur, ikna edilerek rehabilitasyon adına futbol topunun koynuna bırakılır. Bırakılış o bırakılış. Yaşanalar sanki bir rüya. Antrenmanlar, maçlar, eğitimler. Cudi Dağı’ndan yeşil sahalara… Ukrayna karşısında ilk milli forma heyecanı. 11-21 Ağustos 2005 tarihleri arasında Brezilya’da Ampute Futbol Dünya Şampiyonası’nda verilen büyük mücadele. Uğur sanki o günleri tekrar yaşar gibi. “Hiçbir takım Brezilya’da sahaya arkasında bizim kadar onurlu işler başararak çıkmadı. Hiçbir takımın futbolcusu bizim yaşadıklarımızı yaşamamıştır. Bu duygu içinde mücadele ederken gönderde dalgalanan ay-yıldızlı bayrağımızı gördüğümüzde yaşadığımız duygu yoğunluğunu anlatmam mümkün değil. Gabar da, Cudi de çok görkemli idi ama futbol mabedi Brezilya da çok muhteşem idi” diyor ve gözleri bir başka parlıyor. Artık Uğur Özcan için hayat çok farklı bir seyir izler. Çocukları Ankara’ya getirilir. Elvankent’te bir ev tutulur. Oyak Pazarlama’da bir işe yerleştirilir. Yaşamın akışı hızı ve heyecanı bu kez de Ankara’da Özcan ailesine yeni ufuklar açar. Uğur Özcan, Ampüte Milli Futbol Takımı’nın en tecrübeli oyuncusudur. Çok değerli hocalarla çalışmaktadır. Haluk Ulusoy’un olağanüstü desteğini arkalarına alırlar. Her anlamda müthiş bir donamımdan geçerler. Malzemenin en kalitelisini giyerler. Türk futboluna büyük hizmetler yapan teknik direktör Fahir Genç onların yanındadır. En iyi yerlerde kamplar düzenlenir. Uğur, Türkiye için çok yeni olan Ampüte futbolu için çok önemli bir isim olur. Yeni Uğur’ların aralarına katılması için yeni bir misyon üstlenir. Menajer Uğur Özcan yeni hayatlar, yeni yaşamlar ve nice keşfedilmeyi bekleyen Uğur’ları aramak için gece gündüz çalışmakta.

SİVİLLER KATILIYOR

Ampute Milli Takımı’nın spor alanında yolculuğu Güney Doğu’da vatan savunmasında bedeninden kol veya bacağından birini kaybeden gazilerden oluşan futbolcularla başlıyor. Bugünlerde Ampute Milli Takımına herkesimden katılımlar yaşanıyor. İşte buna güzel bir örnek Rahmi Özcan. Rahmi 16 yaşında takımın en genç oyuncusu. Doğuştan bacağının birsini kaybetmiş. Ama yarınlara olan ümidini hiç yitirmemiş.Milli formayı kapmak için çok çalışıyor. Öğrenmek, ilerlemek için can atıyor. Futbol onun dünyasında sanki bir peri kızı kadar cazip ve çekici.

ANKARA’DA BÜYÜLEDİLER

Turkcell Süper Ligi’nin açılış karşılaşması olan Ankaraspor-Galatasaray karşılaşması öncesi bir gösteri maçı yapan Ampute Futbol Milli Takımı, seyircileri büyüledi. Gösteri maçının başlama vuruşunu Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim yaptı.

YARIN:
Takım kaptanı Adem, “Futbol adına yaşanacak çok güzel günler var” diyor.

Yorum Yap